13. yüzyılda Hollanda'da insanlar affedersiniz kıçını yıkayacak su bulamazken buralarda kenevir, haşhaş, afyon her türlü pafküf dönüyordu moruklar . Mevlana dediğimiz muhterem üzerlik otundan beslenir, Yunus Emre ha keza... Dağlık coğrafyalarda özgür düşünceler ve uygulamalar her dem çiçek açar. Arap çöllerindeyse akşam dönüp aynı çadıra girmek zorundasın (ve akabinde coğrafya kaderdir der, İbn-i Haldun) Kim bilir, belki de çok yüzlülük yükseltinin, savunma avantajının olmadığı coğrafyalarda verimli işleyen bir algoritmanın örüntüleşmiş hâlidir... Sonuçta evrendeki her şey yoğunluklar akışıdır ve yükselti de bir yoğunluk biçimidir. Bu pencereden bakınca Muhammed'in Hira Dağı'na çıkması da tesadüf olmayabilir... Derken konu nerelere geldi burolar..