Paranoid1970
Üye
Herkese selam, dünkü baskınlar nedeniyle zor zamanlardan geçtiğimiz malum. Burada güvenlik için kritik tavsiye ve bilgileri paylaşırsak faydalı olur diye düşündüm. Indoor ve outdoor olarak ayırarak ben kendi tavsiyelerimi yazayım sizler de ekleme yapın lütfen.
Indoor:
- Esrar yetiştiren herkesin bildiği bir motto vardır ; don't tell, don't sell, don't smell. Eğer evde bitki yetiştirdiğinizi bilen birileri varsa çok büyük risk alıyorsunuz demektir, yakalananların %90'ı buradan patlamıştır, asla kimseye ne cannabis kullandığınızı ne de yetiştirdiğinizi anlatmayın, satış yapmak da bu kategoriye girdiği için bahsetmeme gerek yoktur sanıyorum. Koku ise apartman growerlarının kabusu, muhakkak bir karbon filtre edinip kokuyu kontrol altına almalısınız.
- ekipman ve tohum siparişlerinizi asla grow yaptığınız adrese yapmayın. Alışveriş sırasında asla kendi numaranızı ve adınızı vermeyin. Mümkünse nakit veya bitcoin ile alışveriş yapın. KREDİ KARTI ASLA AMA ASLA KULLANMAYIN! Bankaların yapay zekaları otomatik olarak polislerin sistemine bağlı, bir kişi o kart ile toprak, gübre, yapay ışık vs alıyorsa %99 cannabis yetiştirecektir. Adamlar bunu bildiği için direkt fişlenirsiniz. Dükkanlardan nakit ile toprak, gübre, saksı vb. ürünler satın alırken güneş gözlüğü ve maske takarak yüzünüzü kapatın , kameraya yakalanırsanız yüz tanıma programları yoluyla pert olursunuz.
- grow yaptığınız ev kendi adınıza ait olmasın, yabancıların straw purchasing dediği yöntemi kullanın. Kiralık evler çok büyük risk olduğu için tavsiye etmem, ev sahibi bir sebepten eve girmek isterse hapiste sabunsuz banyo yapmak zorunda kalırsınız.
- elektrik tüketimi watt açısından sorun olmasa da ( 100 bitki falan yetiştirmiyorsanız ) kullanım saatleri açısından devlet denen mafya oluşumunun dikkatini çeker. Bir evde 12 saat hiç elektrik kullanılmıyor, diğer 12 saat ise yoğun elektrik kullanımı varsa yapay zekada şüphe uyandırabilir. Çiçeklenme dönemindeyken karanlık saatlerinizde elektrik tüketen başka bir ekipmanı açık tutarak bu sorunu çözebilirsiniz. Kaçak elektrik kullanmak gibi bir aptallık yapmayın, hırsıza ( devlet ) hırsızlık yapılmaz.
- İnternet üzerindeki aramalarınızı duckduckgo veya tor browser üzerinden yapın, internette mümkün olduğunca az iz bırakmaya çalışın. Cannabis aktivisti olmak dünyanın en onurlu sıfatlarından biri olsa da kişisel güvenliğiniz için büyük risktir.
- çadırınızdan ışık sızmadığına emin olun, led ışıklar dışarıdan çin kerhanesi gibi gözükür.
- olası elektrik kesintilerine önlem olarak evinizde sessiz bir jeneratör veya akü benzeri malzemeler muhakkak bulunsun. Diğer türlü karbon filtreniz deaktif kalacak ve birkaç saat içinde tüm apartman amsterdam gibi kokmaya başlayacaktır.
- evinize grow ile alakalı ekipmanları sokarken komşulara görünmeyin. Naciye teyzenin 7/24 kapı deliğinden sizi izlediğini ve balkonunuzda saksı olmamasına rağmen neden toprak satın aldığınızı merak edeceğini bilin. Ekipmanları görünmeyecek alakasız bir poşet vb. ile eve sokun. İnsan insanın kurdudur, tüm komşularınız sizi yakalatmaya can atıyor bu nedenle rasta saçla takılmak, ikonik cannabis yaprağı dövmesi yaptırmak, raggae dinlemek gibi komşuların dikkatini çekecek şeyler yapmayın.
- forward looking infrared teknolojisi ile polis denen silahlı hanzolar evinizi 7/24 izleyebilir, TUVALETTE BİLE YALNIZ DEĞİLSİNİZ! Bu flir denen lanet sistem Amerika'da yoğun baskılar sonucu yasaklandı fakat Türkiye'de hala serbest. Helikopter ve dronelar ile evlerin içleri çok net bir şekilde izlenebiliyor. ÖNLEM ALINMAZSA LED IŞIKLARIN YAYDIĞI IŞIN DALGALARI KABAK GİBİ ORTADA OLUYOR! Alınması gereken önlem çok basit fakat buradan yazıp açığa çıkarmak istemiyorum. Cannabis flir yazarak araştıranlar yabancı forumlarda çözümü bulacaktır.
- bitkilerinizin fotoğrafını çekmeyin, internete yüklemeyin. Bir gün telefonunuzu düşürür veya çaldırırsanız hapı yutarsınız. Çoğu programın da galerinize erişebildiğini bilin.
- olası bir hacklenme durumuna karşı telefon ve laptop kameralarınızdan izlenebileceğinizi unutmayın, çadırınızın kameradan gözükmemesini sağlayın.
Indoor için şimdilik aklıma gelenler bunlar, outdoor için de birkaç tüyo vereyim.
- outdoorda yakalanma mevzusu genelde şöyle olur : birileri bitkinizi bulur ve vatanı kurtarma adına hemen jandarmaya ispiyonlar. Jandarma gelip kamuflajlı fotokapanlar yerleştirir. Siz bitkinizi sularken kamera sizi kaydeder, yüz tanıma programı ile eşgaliniz belirlenir. Silahlı maymunlar sabah sizi evinizden alıp önümüzdeki 10 seneyi geçireceğiniz cezaevine koyarlar ve vatanı bugün de kurtardık diye sevinirler. Bir diğer yakalanma unsuru da en büyük asker bizim askerin drone ile rutin tarama yaparken bitkilere denk gelmeleri. Bunlara önlem aldığınız sürece yakalanmanız çok zor.
- en önemli önlem kullanılacak mekanın seçimi. Asla tarla, bağ bahçe gibi arazileri kullanmayın. Mısır tarlasına ekmek gibi antika bir yönteme asla bulaşmayın. Köylüler birbirlerinin tarlasına girmeye bayılırlar. Yapmanız gereken şey guerilla growing'dir. Gözden çok uzak, kimsenin gitmediği yerler bulmalısınız. Bunun için Google earth ve zoom earth programlarını kullanabilirsiniz. Google earth ile mekanın kaç saat güneş alacağını da görme şansınız olur, bir guerilla grower için Google earth en önemli program kesinlikle . Zoom earth ile de geçmişten günümüze arazinin değişimini görürsünüz. Yeni patikalar açılmış mı, orman yangını çıkmış mı, yerleşim yapılmış mı vb. hayati sorularınıza cevap alma şansınız olur.
- bitkilerinizin bulunduğu yere 200 metreden yakında patika asla olmasın. Patika demek insan varlığı demek. Artı olarak mekana bitkilerinizi sulamak için gelirken siz de istemeden patika açacaksınız, bunu önlemek için orman veya çalılık yerine kayalık dağları tercih edebilirsiniz, artı olarak her gidişinizde farklı bir yolu seçin bu sayede patika açmamış olursunuz. Kayalık bir dağı kullanıyorsanız toprağa değil taşlara basarak yürüyün bu sayede ayak izi bırakmamış olursunuz.
- eğer mekanınız karadeniz gibi yeşil bir yerse dikenli bitkilerin arasında ufak bir boşluk tercih edin (ısırgan otları gibi).
- mekanı mümkünse sonbaharda seçin, seçtikten sonra bir cüzdan içerisinde 100 lira bırakın ve baharda geri dönün. Para hala duruyorsa oraya pek gelen giden olmamış demektir.
- aynı noktaya 3'ten fazla bitki ekmeyin, drone ile kabak gibi görünür.
- bitkileriniz ile ilgilenmeye yalnızca sabahın erken saatlerinde gidin. Kimse sabah 4.30'da orman yürüyüşü yapmaz/dağlara tırmanmaz.
- çevredeki insanların o mekanı bir amaç için kullanıp kullanmadığını öğrenin. Örneğin köylüler o dağdan mantar, kekik, nergiz vesaire topluyor olabilir. Veya çobanlar o dağa gidiyor olabilir, korucular rutin koruma işlemlerini yapıyor olabilir, orman memurları fink atıyor olabilir. Maden şirketleri yakın zamanda madencilik faaliyetine başlamayı planlıyor olabilir, çevrede arkeolojik bir buluntu varsa arkeologlar kazı planlıyor olabilir. Muhakkak saha araştırmasına ek olarak info araştırması da yapın.
- fotokapan tehlikesi nedeniyle her zaman yüzünüz kapalı olsun, güneş gözlüğü, maske ve şapka takın. Düzenli olarak fotokapan arayın, infrared monoculer denen alet ile etrafta fotokapan olup olmadığını kolaylıkla görebilirsiniz, bütçeniz varsa muhakkak alın.
- jandarmanın taktiğini çalarak siz de önceden fotokapan koyup kafanız rahat takılabilirsiniz, birisi bitkilerinizi bulduysa bir daha asla oraya adım atmayın.
- etrafta dna, parmak izi gibi şeyler sakın bırakmayın. Çöplerinizi yanınızda taşıyın.
- Mekana araba ile gitmeyin, alakasız bir yere park edilmiş bir araba çok dikkat çeker.
- mekana uğrarken muhakkak kamuflajlı kıyafetler giyin, uzaktan birilerinin sesini duyarsanız olduğunuz yerde kalıp ses yapmayın. Denk gelirseniz size neden buradasın diye soracaklardır, önceden çalıştığınız bir hazır cevabınız muhakkak olsun, eğer tatmin edici bir cevap veremezseniz şüphelenip sizi jandarmaya ispiyonlayacaktır. Bir anda tepenizde termal kameralı dronelar görürseniz şaşırmayın.
- bitkilerinizi autoflower genetiklerden seçin, 3 aydan fazla bu strese katlanmamış olursunuz. Autoflowerlar kısa olduğu için bitkinin görülme ihtimali de epey düşer, win win.
- bitkileri saksıda yetiştirirseniz kimsenin akıl edemeyeceği yerlere saklayabilirsiniz. Tırmanması imkansız devasa kayalıklar, denizin ortasındaki ancak tekneyle ulaşılabilen çok küçük kayalık adalar, yüksek ağaçların tepesi vb. gibi. Kulağa absürt geldiğinin farkındayım fakat bunların hepsi denenmiş metodlar.
- MEKANA GİDERKEN SİM KARTINIZI EVDE BIRAKIN! Sim kartları ile nereye gittiğiniz 7/24 takip edilmekte. Birisi 3 ay boyunca orman içindeki alakasız bir noktaya gidiyorsa orada bir şeyler döndürüyor demektir.
Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar.
Indoor:
- Esrar yetiştiren herkesin bildiği bir motto vardır ; don't tell, don't sell, don't smell. Eğer evde bitki yetiştirdiğinizi bilen birileri varsa çok büyük risk alıyorsunuz demektir, yakalananların %90'ı buradan patlamıştır, asla kimseye ne cannabis kullandığınızı ne de yetiştirdiğinizi anlatmayın, satış yapmak da bu kategoriye girdiği için bahsetmeme gerek yoktur sanıyorum. Koku ise apartman growerlarının kabusu, muhakkak bir karbon filtre edinip kokuyu kontrol altına almalısınız.
- ekipman ve tohum siparişlerinizi asla grow yaptığınız adrese yapmayın. Alışveriş sırasında asla kendi numaranızı ve adınızı vermeyin. Mümkünse nakit veya bitcoin ile alışveriş yapın. KREDİ KARTI ASLA AMA ASLA KULLANMAYIN! Bankaların yapay zekaları otomatik olarak polislerin sistemine bağlı, bir kişi o kart ile toprak, gübre, yapay ışık vs alıyorsa %99 cannabis yetiştirecektir. Adamlar bunu bildiği için direkt fişlenirsiniz. Dükkanlardan nakit ile toprak, gübre, saksı vb. ürünler satın alırken güneş gözlüğü ve maske takarak yüzünüzü kapatın , kameraya yakalanırsanız yüz tanıma programları yoluyla pert olursunuz.
- grow yaptığınız ev kendi adınıza ait olmasın, yabancıların straw purchasing dediği yöntemi kullanın. Kiralık evler çok büyük risk olduğu için tavsiye etmem, ev sahibi bir sebepten eve girmek isterse hapiste sabunsuz banyo yapmak zorunda kalırsınız.
- elektrik tüketimi watt açısından sorun olmasa da ( 100 bitki falan yetiştirmiyorsanız ) kullanım saatleri açısından devlet denen mafya oluşumunun dikkatini çeker. Bir evde 12 saat hiç elektrik kullanılmıyor, diğer 12 saat ise yoğun elektrik kullanımı varsa yapay zekada şüphe uyandırabilir. Çiçeklenme dönemindeyken karanlık saatlerinizde elektrik tüketen başka bir ekipmanı açık tutarak bu sorunu çözebilirsiniz. Kaçak elektrik kullanmak gibi bir aptallık yapmayın, hırsıza ( devlet ) hırsızlık yapılmaz.
- İnternet üzerindeki aramalarınızı duckduckgo veya tor browser üzerinden yapın, internette mümkün olduğunca az iz bırakmaya çalışın. Cannabis aktivisti olmak dünyanın en onurlu sıfatlarından biri olsa da kişisel güvenliğiniz için büyük risktir.
- çadırınızdan ışık sızmadığına emin olun, led ışıklar dışarıdan çin kerhanesi gibi gözükür.
- olası elektrik kesintilerine önlem olarak evinizde sessiz bir jeneratör veya akü benzeri malzemeler muhakkak bulunsun. Diğer türlü karbon filtreniz deaktif kalacak ve birkaç saat içinde tüm apartman amsterdam gibi kokmaya başlayacaktır.
- evinize grow ile alakalı ekipmanları sokarken komşulara görünmeyin. Naciye teyzenin 7/24 kapı deliğinden sizi izlediğini ve balkonunuzda saksı olmamasına rağmen neden toprak satın aldığınızı merak edeceğini bilin. Ekipmanları görünmeyecek alakasız bir poşet vb. ile eve sokun. İnsan insanın kurdudur, tüm komşularınız sizi yakalatmaya can atıyor bu nedenle rasta saçla takılmak, ikonik cannabis yaprağı dövmesi yaptırmak, raggae dinlemek gibi komşuların dikkatini çekecek şeyler yapmayın.
- forward looking infrared teknolojisi ile polis denen silahlı hanzolar evinizi 7/24 izleyebilir, TUVALETTE BİLE YALNIZ DEĞİLSİNİZ! Bu flir denen lanet sistem Amerika'da yoğun baskılar sonucu yasaklandı fakat Türkiye'de hala serbest. Helikopter ve dronelar ile evlerin içleri çok net bir şekilde izlenebiliyor. ÖNLEM ALINMAZSA LED IŞIKLARIN YAYDIĞI IŞIN DALGALARI KABAK GİBİ ORTADA OLUYOR! Alınması gereken önlem çok basit fakat buradan yazıp açığa çıkarmak istemiyorum. Cannabis flir yazarak araştıranlar yabancı forumlarda çözümü bulacaktır.
- bitkilerinizin fotoğrafını çekmeyin, internete yüklemeyin. Bir gün telefonunuzu düşürür veya çaldırırsanız hapı yutarsınız. Çoğu programın da galerinize erişebildiğini bilin.
- olası bir hacklenme durumuna karşı telefon ve laptop kameralarınızdan izlenebileceğinizi unutmayın, çadırınızın kameradan gözükmemesini sağlayın.
Indoor için şimdilik aklıma gelenler bunlar, outdoor için de birkaç tüyo vereyim.
- outdoorda yakalanma mevzusu genelde şöyle olur : birileri bitkinizi bulur ve vatanı kurtarma adına hemen jandarmaya ispiyonlar. Jandarma gelip kamuflajlı fotokapanlar yerleştirir. Siz bitkinizi sularken kamera sizi kaydeder, yüz tanıma programı ile eşgaliniz belirlenir. Silahlı maymunlar sabah sizi evinizden alıp önümüzdeki 10 seneyi geçireceğiniz cezaevine koyarlar ve vatanı bugün de kurtardık diye sevinirler. Bir diğer yakalanma unsuru da en büyük asker bizim askerin drone ile rutin tarama yaparken bitkilere denk gelmeleri. Bunlara önlem aldığınız sürece yakalanmanız çok zor.
- en önemli önlem kullanılacak mekanın seçimi. Asla tarla, bağ bahçe gibi arazileri kullanmayın. Mısır tarlasına ekmek gibi antika bir yönteme asla bulaşmayın. Köylüler birbirlerinin tarlasına girmeye bayılırlar. Yapmanız gereken şey guerilla growing'dir. Gözden çok uzak, kimsenin gitmediği yerler bulmalısınız. Bunun için Google earth ve zoom earth programlarını kullanabilirsiniz. Google earth ile mekanın kaç saat güneş alacağını da görme şansınız olur, bir guerilla grower için Google earth en önemli program kesinlikle . Zoom earth ile de geçmişten günümüze arazinin değişimini görürsünüz. Yeni patikalar açılmış mı, orman yangını çıkmış mı, yerleşim yapılmış mı vb. hayati sorularınıza cevap alma şansınız olur.
- bitkilerinizin bulunduğu yere 200 metreden yakında patika asla olmasın. Patika demek insan varlığı demek. Artı olarak mekana bitkilerinizi sulamak için gelirken siz de istemeden patika açacaksınız, bunu önlemek için orman veya çalılık yerine kayalık dağları tercih edebilirsiniz, artı olarak her gidişinizde farklı bir yolu seçin bu sayede patika açmamış olursunuz. Kayalık bir dağı kullanıyorsanız toprağa değil taşlara basarak yürüyün bu sayede ayak izi bırakmamış olursunuz.
- eğer mekanınız karadeniz gibi yeşil bir yerse dikenli bitkilerin arasında ufak bir boşluk tercih edin (ısırgan otları gibi).
- mekanı mümkünse sonbaharda seçin, seçtikten sonra bir cüzdan içerisinde 100 lira bırakın ve baharda geri dönün. Para hala duruyorsa oraya pek gelen giden olmamış demektir.
- aynı noktaya 3'ten fazla bitki ekmeyin, drone ile kabak gibi görünür.
- bitkileriniz ile ilgilenmeye yalnızca sabahın erken saatlerinde gidin. Kimse sabah 4.30'da orman yürüyüşü yapmaz/dağlara tırmanmaz.
- çevredeki insanların o mekanı bir amaç için kullanıp kullanmadığını öğrenin. Örneğin köylüler o dağdan mantar, kekik, nergiz vesaire topluyor olabilir. Veya çobanlar o dağa gidiyor olabilir, korucular rutin koruma işlemlerini yapıyor olabilir, orman memurları fink atıyor olabilir. Maden şirketleri yakın zamanda madencilik faaliyetine başlamayı planlıyor olabilir, çevrede arkeolojik bir buluntu varsa arkeologlar kazı planlıyor olabilir. Muhakkak saha araştırmasına ek olarak info araştırması da yapın.
- fotokapan tehlikesi nedeniyle her zaman yüzünüz kapalı olsun, güneş gözlüğü, maske ve şapka takın. Düzenli olarak fotokapan arayın, infrared monoculer denen alet ile etrafta fotokapan olup olmadığını kolaylıkla görebilirsiniz, bütçeniz varsa muhakkak alın.
- jandarmanın taktiğini çalarak siz de önceden fotokapan koyup kafanız rahat takılabilirsiniz, birisi bitkilerinizi bulduysa bir daha asla oraya adım atmayın.
- etrafta dna, parmak izi gibi şeyler sakın bırakmayın. Çöplerinizi yanınızda taşıyın.
- Mekana araba ile gitmeyin, alakasız bir yere park edilmiş bir araba çok dikkat çeker.
- mekana uğrarken muhakkak kamuflajlı kıyafetler giyin, uzaktan birilerinin sesini duyarsanız olduğunuz yerde kalıp ses yapmayın. Denk gelirseniz size neden buradasın diye soracaklardır, önceden çalıştığınız bir hazır cevabınız muhakkak olsun, eğer tatmin edici bir cevap veremezseniz şüphelenip sizi jandarmaya ispiyonlayacaktır. Bir anda tepenizde termal kameralı dronelar görürseniz şaşırmayın.
- bitkilerinizi autoflower genetiklerden seçin, 3 aydan fazla bu strese katlanmamış olursunuz. Autoflowerlar kısa olduğu için bitkinin görülme ihtimali de epey düşer, win win.
- bitkileri saksıda yetiştirirseniz kimsenin akıl edemeyeceği yerlere saklayabilirsiniz. Tırmanması imkansız devasa kayalıklar, denizin ortasındaki ancak tekneyle ulaşılabilen çok küçük kayalık adalar, yüksek ağaçların tepesi vb. gibi. Kulağa absürt geldiğinin farkındayım fakat bunların hepsi denenmiş metodlar.
- MEKANA GİDERKEN SİM KARTINIZI EVDE BIRAKIN! Sim kartları ile nereye gittiğiniz 7/24 takip edilmekte. Birisi 3 ay boyunca orman içindeki alakasız bir noktaya gidiyorsa orada bir şeyler döndürüyor demektir.
Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar.
