Selam kankalar,
Havalandırması güzel ortamda, light mix toprakta, 15 lt saksılarda yetişen auto /photo bitkilerim için sulama işini uzun zamandır aynı şekilde tekrarlıyorum. Güzel sonuçlar alıyorum. Coco ya da farklı medya kullananlar için anlamsız bilgiler olabilir.
Öncelikle su miktarının yavaşça arttırılması gerektiğine inananlardanım. Risk almamak için 1.5 -2 aya kadar tam sulama yapmamalı. Kök olmayan kısımların sulanmasına gerek yok.
Bitkinizin kök yerleşimini, bitkinizin boyuna göre hayal etmeniz gerekiyor. 1 haftalık bitkiye 200ml bardak yeterken, 2 haftalık bitkiye en az 2 litrelik saksı gerekmektedir. Köklerin bu sürede uzanabildiği hacimler bunlar. Anlatmak istediğim, örneğin 2 haftalık bit bitkiyi sularken ufak bir saksı hayal edilip öyle sulanmalı.
Bitkiniz aşağı yukarı 2 aylık olduğunda, 10-15lt'lik saksıların kenarlarını sarmış oluyorlar. Toprağın heryerine bu sürede yayılıyorlar diyebiliriz. O yüzden 2 aylık olana kadar suyun akmasını istemiyorum. 1 litrelik gübre bu noktada işimi görüyor. Sonrasında 1.5 ve maks 2 lt gübreli su veriyorum 2-3 gün için. Bazen yetişkin dönemlerde tam sulama yapıp 3 gün beklemek istemediğim için, 0.75-1 litre gübre veriyorum. 24 saat sonra bi daha o kadar veriyorum. Bu seri sulama işi için de ayrı parantez açmak isterim,
Tecrübe ettiğim kadarıyla, aşırı sulamanın stresi sık sulamaktan kaynaklanıyor. Yani güzelce kurumuş bir saksıyı, alttan bolca su gelecek şekilde suladığımızda kendini hemen toparlayabiliyor. Ama nemli toprağı tekrardan, az biraz bile suladığımda geç kuruyor. Toprağın üstü çamurlaşıyor sanki içeri hava almadığına emin oluyorum. Bir kere sulayıp geçtiğimizde, toprak kuruyana kadar beklediğimizde, toprağımızın içindeki suyu hapsetme özelliğine sahip olan elementlerin suyu depolamaya vakti kalmadığına inanıyorum. Daha kurumadan bir kez daha suladığımızda perlitin ve diğer elementlerin suyu iyice hapsettiğine eminim.
Peki tüm bu sulama işiyle alakalı bildiklerim, risk gördüklerim, korkularım neler?
Öncelikle sulama yaptığınız su çeşme suyu değilse, havalandırmadıysanız, köklerinizin buradan bir oksijen faydasını alamayacağını bilin. Suyunuzu iyice havalandırdığınızda, kökleriniz bununla 6 saat bile idare edebilir. Bu bilgi de cepte.
Haliyle evimizdeki hazır sularda, beklettiğimiz sularda bitkiye uzun süre yetecek oksijen yok. O zaman gübreli suyumuzun kendini görevini yapıp ayak altından çekilmesi gerekiyor. Nedir bu görevler? Köklere gübreyi servis etmek, toprağı nemli tutup topraktaki ve köklerdeki canlı organizmaların yaşamasına olanak sağlamak ve bitkiye gerekli h2o'yu alttan vermek.
Toprağın içinde bir yerde hava alamayan kısım oluşursa, toprak çöküp çamur olursa, bu havasız kısımda kalan köklerinizin yaşama ihtimali yok. Sizi birisi boğazlasa renginiz solar, aşırı sulama yapılan bitkilere bakın, elden ayaktan düşüyorlar. O bitkiler dua ediyor, toprak kurun da oksijen zerresi bari alalım, diye. Mesele "suyun çokluğu" olsa hidro sistemlerde kökler boğulur giderdi. Önceliğimiz oksijen. Önceliğimiz toprağımızda bu "ölü kısımların" oluşmaması.
Ayrıca "
Aşırı sulama" derken, harbi kelime anlamıyla aşırı sulamak var. Suyu boca edip hurraaa yapmak var. Böyle yaptığımızda toprak üstten alta doğru erozyona uğrar. Yani toprağın üstündeki tozdan hallice elementler, suyla birlikte aşağıya sürüklenir ve zamanla birikir, çamur olur. Bu çamuru marsa fırlatsan, içinde oksijenle gider valla. o çamurun içine ne oksijen girer, ne de içinden oksijen çıkar çünkü=)
Yavaş yavaş, 1-2 dakikaya yayarak sulamak en iyisi. kapağına
iğne ile 8-10 delik açtığım 1.5 litrelik şaşal şişe kapağımı 1 senedir kullanıyorum
şaşallar gelip gidiyor o kapak benle
10 tane bitkiye de baksam, 10 litrelik gübreli su da hazırlasam, önce şaşala alır, sonra tek tek sularım. Aslında bazen ne yalan söyleyeyim göz kararı gidiyorum. Bazen sulama sonunda hazırladığım 10 litre gübreli su yetmiyor biraz daha hazırlıyorum, bazen bakıyorum bitkiler bitmiş gübrenin yarısı duruyor. Çünkü kafadan bu çiçeği 1 litre sulayacağım dersen de olmuyor. Yanına gidiyorum, orasını burasını iyice dürtüklüyorum toprağın. Bazen toprağın hala nemli kaldığından şüphelendiğim zamanlar, orta parmağımı tövbe bismillah dibine kadar sokuyorum toprağın, bakıyorum toprağın üstü kupkuru aşağısı ıslak çamur nerdeyse. Yemezler aslanım diyorum aç bırakıyorum. Benim suçum değil. Biraz toprak havalanacaktı, biraz bitki su içecekti, o toprak 2 güne kuruyacaktı. Anadolu çocuğuna yediremezsiniz. O toprak kurumadan sulamak yok.
Valla döndüm bi okudum yazdıklarımı da, yazdıklarım da kafamın içi gibi karma karışık. Sabırlarınız için teşekkür ediyorum