Magic Mushroom

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 30498
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 30498

Guest
Konu başlığı altında tehlikeleri ve nasıl daha iyi hale getirebiliriz şeklinde durumları konuşmaya başladığımıza göre bu konuya güzel bir örnek ile devam etme niyetindeyim.

Ben her deneyimi, yanımda mantar ile bir takım şeyleri fark edeceğine, hayatında bir takım güzel değişiklikler yaratabileceğine inandığım, fakat mantar deneyimine uygun olmadığının da farkında olduğum insanlarla geçirdim. Yine böyle bir arkadaşımın da dahil olduğu yolculuğuma 4g mantar tüketerek çıkmayı uygun gördüm.

Lemon tek'imizi vurup sohbete başladık, bir süre sonra etkileri hissetmeye başlayınca da her zamanki gibi kanepeye geçip, birimiz bir tarafa, birimiz diğer tarafa uzanıp müzik ile akıp gidiyorduk yavaş yavaş.

Arkadaşlar ben her tribin, kişinin kendi ustalığıyla inşa ettiği ve bunu yaparken de mantarın gösterdiği yol ile ilerlediği, malzeme olarak da kendini kullandığı bir mühendislik harikası olduğunu düşünürüm. Ben kendi inşaatımın üzerinde, dünyadan çok uzak bir diyarda, atom kadar küçük bir muhteşem derya kapısını aralayıp, tek gözümün ucuyla perdenin arkasındakiler izlerken ve izlediğim bu güzellikleri de bir yandan resmedip gözlerimle birlikte akarken arkadaşım benden çok daha farklı yaşıyordu. İşte diyetin önemi tam olarak buralarda başlıyor.

Ben hiç olmadığı kadar bu güne hazırlanıp diyet yapmışken, o neredeyse hiç diyet yapmamıştı. Ve hal böyleyken ben dünyadan çok uzaktaydım, o ise kanepede görsel şölen yaşıyordu ve benim yanımdaydı. Sosyalleşmeye çabalıyordu. Ve onun her sosyalleşme çabası, benim inşa ettiğim o mimari muhteşemliğe bir deprem etkisi yaratıyordu. İlk başta kurduğu cümleleri duymaya çalışmak yerine ona dönüp "Birlikte bir şeyler paylaşabilmemiz ancak ilerleyen saatlerde mümkün olabilir. Etkileri kaybolmaya başlayınca bir sigara yapar, uzun uzun sohbet ederiz" dedim. Fakat o her fırsatta beni tekrar yakalamaya çalıştı. Zamanın yok olmasından, gerçeklik algısının paramparça olmasından, tarih adı verilen koridorlarda birlikte geziyor olduğumuzdan bahsetti. Ve ben çok fazla depreme maruz kalan inşaatımın enkazında kaldım. Çıkmak için ise onunla sosyalleşmeye başladım. Oysa daha zirvede bile değildim....

Her şey tam olarak burada başlıyor.

Hayatımda şuan 6 ay gibi bir zaman zarfına ciddiyetle yaklaşmam gereken bir dönemin içerisindeyim. Bir takım güzellikler için 6 ayımı feda ettiğim, sabır edilmesi gereken bir dönem bu. Ve benim hayatın olağan gerçekliği ile ilgili de çocukluğumdan beri problemlerim olmuştur. Her zaman kurcalamış, bununla ilgili her zaman sorular sormuşumdur. Örneğin daha henüz 20'li yaşlarımın ortasındayken hayatımın bir kaç yılını şu soru yiyip bitirmiştir; Yaşadığımız tüm hayatın, bize dün gece başka eller tarafından yüklenmiş bir anı olup olmadığını ispat etmemiz mümkün müdür?
-Değildir.

Konumuza dönelim. Hal böyle olunca, mantar ile her deneyimde yaşadığım zaman ve gerçek kırılmasıyla ilgili arka cebimde her zaman bir joker kartım olurdu. İnception filmindeki realiteyi imgeleyen o parça gibi düşünün. Fakat bu kez elimi arka cebime attığımda, cebimden 6 ay isimli bir parça çıktı. Ve gerçek o kadar paramparça olmuştu ki, ben bunu nereye koymam gerektiğini inanın bilemiyordum. Ve bir anda yaşadığım her tribin, 6 ay sabır etmem sonunda mükafatlandırılacağım bir "aldatmaca" olduğunu izlenimine kapıldım. Bu da bana verilen her tribin başka bir form tarafından bana yönlendirildiği, güzelliğine kapılıp kabul edersem 6 ay dayanmam gereken şeye ihanet etmiş olacağımı ve esas yolunda olduğum o muhteşem gerçekliğin yalnızca 6 ile imgeli şeylere dayanmam sonucunda ortaya çıkacağına ikna olmuş ve bana bu tripleri yönlendiren o suni formun, bu aldatmacayı yaratan şeyin peşine düşmüştüm.

Ve karşıma çıkan sonuç işe müthiş korkunçtu. Ben bir Matrix içerisindeydim...

Evdeki kablolar, elektronik aletler, ses ve müzik bile bana hükmetmek için vardı. Etrafımda yemem ve içmem için hazır olan tüm o ürünler ve markaları. Aslında benim Tanrım olmaya çalışıyorlardı. Buna "sadece trip yahu olur mu öyle şey?" diyebilir misiniz? :) Bu soruyu soramıyor olmak beni bu saplantıya daha fazla bağladı. Peki öyleyse, gerçek neredeydi? Ne zamandı? ve Nasıldı?

Belki de o muhteşem gerçeğe, ait olduğum o yere dönebilmem için yapmam gereken tek şey sabretmek değildi.
Peki burada sonsuza kadar kalmam için üretilmiş bu realiteyi bu kadar zorlarsam saldırıya uğramayacak mıydım?
Burnum mu kanıyor?
Ağzımda kablo mu var ya benim?
Sırtımdaki acı suni.
Bu bir matrix ise şuan bir bilgisayar oyunu içinde bile olabilirim. Anonymous?
Çıkmalıyım.
Çıkmam gerek.
Neyse sabredebilirim.
Daha mantıklı düşünmem gerek.
Düşüncelerim bile bana yükleniyorsa, o halde daha üstün bir düşünme haline ihtiyacım var.


Tüm bu düşünceler devam ederken tribim, Matrix'in Cypher'a olan teklifi şeklinde evrilmeye başladı.

Matrix'de kalman karşılığı sana yaşamayı istediğin hayatı verebiliriz.

Bu kabul edilebilir miydi?
Buradan sonra gördüğüm ve hayalimde olan her şeyin bana Matrix tarafından sunulan bir teklif olduğu izlenimine kapılmaya başladım.​
Evimdeki tüm kitapları benim yazdığım bir gerçekliğe ışınlanabilirdim, kabul etmedim.
Çok zengin olabilirdim. Kabul etmedim.​
Gibi gibi bir sürü şey. Tabi elbette kabul etmem halinde ışınlanacağım bir gerçeklik de yok. Sadece konuyu detaylıca açmaya çalışıyorum. Ve şuraya varmak asıl niyetim; Peki ya bu Matrix içinden çıkmak için daha delice şeyler yapsaydım?

Aklıma gelmedi mi? Pek tabi geldi. Olağan akışın dışında bir şeyler yapmalıydım, çığlık atabilirdim, camdan atlayabilirdim, dışarı çıkıp kavga edebilirdim.

Peki beni tutan şey neydi? Mantık...

Her ne olursa olsun, eğer şuan içinde bulunduğum yaşam bir realite değil ise bile, bana bunun öyle olmadığını önce yaşamın kendisi ispat etmeliydi. Ve ben öyle harekete geçerdim. Peki olağan dışı bir şey gelişseydi o anda? :)
------------------------------------------------------------------------------

Şimdi gelelim sorunların nerede olduğuna. Buradaki tehlikeleri anlatmama gerek yok herhalde. Arkadaşlar bu tribin içinden sağlam psikoloji ile çıkılamayabilirdi. Sağ çıkılamayabilirdi. Önceki hayata devam edileceği şekilde çıkılamayabilirdi...

Peki bu neden gerçekleşti?

1-) Arkadaş... Arkadaşım bütün tribimi yönlendiren şey oldu. Ve ağıma sıçtı. Asla bir daha bilinçli olmayan arkadaşla takılmam. ASLA.

2-) Hikayede anlatmayı unuttum ama zirveye yakın yerde bu arkadaş bana sigara verdi. Arkadaşlar öncesinde ve tribinizde SİGARA İÇMEYİN SAKIN!

3-) Ortam koşulları sağlıklı değildi. Çok fazla eve kitledim kendimi ve son deneyimde yine kendi evimde olmama rağmen, bir süredir evde olmadığım için tekrar geldiğimde enerjisinin değişmiş olduğunu hissettim. Benim artık evden çıkmam gerekiyor. Ben doğaya gitmeliyim.

4-) Psikolojik olarak gayet sağlıklıyım. Hem de hayatımda hiç olmadığım kadar. (Evet yukarıda yaşadığım şeylere rağmen) Yine de hayatımda şu 6 ay meselesi bu kadar yoğun bir iştirak halindeyken, acaba bana ne gibi bir zararı olur sorusunu sorup kendimi hazırlamam gerekiyordu.

5-) 4g için bu kadar şeyin yanlış olmasını biliyor olmama rağmen, dozu yüksek tercih ettim. 2.5g tüketmiş olsaydım şahane bir gün geçirmiş olurdum. Gayet farkındayım.

6-) Beni tüm bunlarla ilgili beni uyaran biri olmasına rağmen ben onu dinlemeyen s*k kafalının tekiyim.


Peki tüm bunları sizinle neden paylaştım. Arkadaşlar bu senaryoyu ben yaşadım. Ve şu an lo-fi dinliyorum, çalışıyorum, gayet keyifli ve iyiyim. Bu benim ne kadar yüce kişilik, bilinçli bir yaratık olduğumdan kaynaklanmıyor. Cebimde gerçeklik dışındaki diğer kartlar doğru çekildi.

Bu sizin başınıza da gelebilir. İnanın bana çok kötü sonuçlar yaşanabilir. Umarım anlattıklarım, 6 madde ile sıraladığım yanlışlarım, başkaları için daha konforlu ve doğru bir deneyime ışık tutar. Hayatım boyunca çok kötülük görmüş olmama rağmen ben iyiliğin ve güzelliğin gücüne inanıyorum dostlar. Ve karmaya hizmet ediyorum. Biri çıkıp bana mantarla ilgili her şeyi anlattı, ben de anlatıyorum. Bir gün bana biri iyilik yapsın diye ben de iyilik yapıyorum. Yolunuz güzellik olsun, karanlıklarınızda bile umuda koşabilen insanlar olmanı dileği ile...

Sevgiler & Saygılar...​
 

IcBlue

Doktor
böyle özelini açmak kolay olmamıştır, yüreğine sağlık @SkippeRR bu kadar iyi dinlediğin için mantarı bu kadehim sana, harikasın

***
bazı seylerin tribi neden bu kadar kötü etkilediği konusunda biraz konuşalım

öncelikle kimyasal deneyiminiz olmuşsa bile doğal uyarıcıların deneyimi daha farklıdır. belki biraz spiritüel bir yaklaşım gibi görünecek ancak kimyasallar insan yapımı deneyimlerdir, doğal uyarıcılar gibi sizi kökenlerine çekmeye çalışmazlar. bu nedenle kimyasal insani duygularınıza hitap ederken - eğlence, haz, hız gibi - doğal uyarıcılar daha kök duygularınıza hitap eder - ego, bilinçaltı, primitiflik gibi - bu da doğal deneyimin daha kırılgan ve derin bir psikolojik ortam yarattığı anlamına gelir. farklı bir yaklaşım, farklı bir hazırlık süreci ve farklı bir beklenti gerektirmesinin en temel sebebi de budur.

doğal uyarıcıların öncesinde hayvansal ürünleri kestiğiniz bir diyet veya aç kalarak hazırlık yapmak sanıldığının aksine kafayı daha yükseltmekten ziyade öncelikle bu materyallerden yararlanabilmeniz içindir. bünyenizdeki fazla yağ bu materyalleri sararak tamamen almanızı engeller. kaba bir tabirle daha kafanıza tam giremeden sıçarsınız asfgghhj bu nedenle diyet önemlidir.

kırılgan bir psikolojide olumsuz tetikleyicileri engellemek için ortam hazırlığının iyi yapılması gerekir. olumsuz tetikleyiciler herkes için kişiseldir ancak kafanızda bir şeyler şekillenmesi için durumu şöyle anlatayım

doğal uyarıcılar esas deneyimi ancak doğaya çıktığınızda gösterirler, zaten @SkippeRR ın da deneyimlediği gibi bir yerden sonra insan yapımı alanlar darlar ve doğaya çıkmanız gerektiğini kendiniz hissedersiniz. ancak bu ilk deneyimlerinizi doğada yaşamanın sağlıklı bir seçenek olduğu anlamına gelmez. doğada şartlar önceden tahmin edilemez, bilmediğiniz bir ortamda rahat ve güvende hissetmek zordur. mantar türüne göre dengenizi ve gerçeklik algınızı tertemiz bozar, her zaman söylerim mantarla düşer kafanızı yararsınız ama o an gökyüzü acayip güzel ulan diye düşünmekten kendinizi alamayabilirsiniz. hayatta kalma refleksleriniz çok akışkandır o an, çok normal bir şey sizi çok fazla tetikleyebilirken gerçekten harekete geçmeniz gereken durumlarda aklınız çok başka yerlerde olabilir, yaban domuzunu okşamaya çalışmayın yani eheheh

bu nedenle mantarın dilinden anlamaya başlayana kadar kendinize biraz zaman tanıyın - ki daha önce de belirttim bu birkaç iyi ve birkaç kötü deneyim gerektirir - kontrollü ve güvende hissettiğiniz ortamlarda başlamak idealdir. yine @SkippeRR ın deneyiminde olduğu gibi ortamın hissiyatının değişmiş olması bile olumsuz bir uyarıcı olabilir. kırılgan psikoloji anksiyete ve paranoyayı da beraberinde getirebilir, bu çok doğaldır ve kontrollü ortamlarda kendinizi telkin etmeniz her zaman daha kolaydır. ortamınızı deneyiminiz dış etkenlerle bölünmeyecek şekilde önceden ayarlamanız daha sağlıklı olacaktır. telefonun veya kapının çalması, o gün gelecek bir haber, ortamda yakın olmadığınız veya deneyime dahil olmayan birilerinin olması gibi etkenler olumsuz tetikleyebilir.

bu deneyimi birlikte gerçekleştirdiğiniz insanlar da oldukça önemli. normalde müthiş anlaştığınız bir insanla bile o psikolojide uyuşmama ihtimalinin her zaman var. @SkippeRR ın yaşadığı durumda da esas sorun kişilerin o an birbirinin ihtiyacı olan şeye cevap veremiyor olması, bu çok normaldir. kendiniz mantarın sizde ne gibi ihtiyaçlar yaratacağını henüz öğrenmemiş olduğunuz durumlarda bunu başkalarıyla deneyimlemek tehlikelidir. o an kendi duygu durumunuzu yönetmek yeterince zorken bir de dış etken edinmiş olursunuz bu da deneyimsiz kişilerin bir şeylerin ters gitmesi durumunda birbirini daha dibe çekme ihtimalini kuvvetlendirir. mantar türüne göre sosyallik kaldırabilen bir deneyimdir ama buraya gelmeniz biraz zaman alır. İlk deneyimlerinizi yalnız yaşamak yanınızda bir başka deneyimsiz kişinin olmasından her zaman daha iyidir. yanınızda daha deneyimli bir kişiyle olmanız veya durum kontrolü kuvvetli, olumsuz tetikleyicilerden sıyrılmanızı sağlayabilecek, hani bize yok muydu çekmeyecek birinin ayık halde bulunması diğer mantıklı seçeneklerdir.

vücudunuzu ve kafanızın içini dinlemeyi öğrenmekse bir başka önemli unsur. doğal uyarıcılar size çok fazla ve farklı şeyler anlatır, bunları anlamak başlarda zordur ancak oturması için zaman tanıdığınızda sizde kalıcı değişikliklere yol açarlar. bu kalıcı değişiklik olumsuz geçen deneyimler için de geçerlidir ki güzel dostum @SkippeRR bu konuda çok takdir ettiğim biri, iyi kötü bütün deneyimlerini kendine dürüst davranarak analiz edebilmesi harika olay. öğretici, göz açıcı, içe döndüren deneyimler henüz yüzleşmeye hazır olmadığınız yönleri gösterebilir, bunları hazmetmek biraz zaman alsa da bütün bu deneyimlerin aslında sizi kişi olarak geliştirecek dehşet bir potansiyeli vardır. doz ayarı da tam olarak burda işin içine giriyor. (link) şurada dozajlardan ne beklenebileceği detaylı olarak var. doz yükseldikçe mantarın anlatacakları da şiddetlenir, bu o an hazır değilseniz hırpalayıcı bir deneyimdir. başlarda ufak adımlarla ilerlemek bu nedenle en sağlıklısıdır. ot nasıl türüne göre farklı alkollerle kombinlenebiliyorsa mantar da farklı otlarla kombinlenebilir ancak çok yüksek + çok yüksek her zaman güzel sonuç vermez. dozlar ve kombinasyonlar bu işi kavramaya başladığınızda kendiliğinden doğal olarak şekillenecektir zaten, zaman tanıyın.

--------------------------------------

kendinize en uygun sistemi yakalamak deneme yanılma gerektirir ve herkes için farklıdır. ancak her şeyi oturttuğunuzda dehset keyifli ve verimli bir hal alır. tüm bunları dikkate almamak güzel bir deneyim geçiremeyeceğiniz anlamına gelmese de riski gereksiz arttırır. bu süreçte kendinizi ve mantarı tanıyarak ilerlemek en sağlıklısıdır. yeni başladığınız bir şeyde direkt hedeflediğiniz noktaya ulaşmaya çalışmak kendinize büyük haksızlık, kötü bir deneyimden sonra daha ne anlattığını anlayamadan soğursanız bu da mantara büyük haksızlık olur. mutlu ve güvenli tripler geçirmeniz dileğiyle, bol şans.
 
Ü

Üye silindi 30498

Guest
İşte olayın tüm sırrı. Enine boyuna bütün çıplaklığı ile önümüze serildiği hali her zaman ki gibi güzel insan gelip anlattı.

Böyle şeyleri anlatmak gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Ben hepimizin faydalanabileceği bir ortam oluşması niyetiyle anlattım. Ve öyle oldu. Ne mutlu.

Benim son olarak bu tripten ve mantardan çıkardığım ders şudur; Her ne ile karşılaşırsam karşılaşayım, her ne yaşarsam yaşayayım, nasıl ki her güzel deneyimde kendimiz adına güzel dersleri alıp bir kenara koyuyorsak, bizi tokatlayarak anlattığı şeyleri de dinleyebilmek, anlayabilmek gerekiyor. Bir kez daha neden "Altın öğretmen" olduğunu göstermiş oldu. En başından başlayıp her deneyim sonrasında doğaya biraz daha bağlılığım artıyordu ama şuan penceremin önündeki çiçeğe böceğe bakınca derin bir yutkunma ihtiyacı hissediyorum. Daha içinde yaşadığımız bu gezegenin döndüğünü bile anımsayamayan bizlerin, bu gezegenin bize sunduğu bir nimet ile gözleyebildiği şeylerin gerçek adı mucizedir.

Güvenli, öğretici ve mutlu tripler herkese...
 
Ü

Üye silindi 19785

Guest
Kanka öncelikle geçmiş olsun. Açıkçası yanında bir arkadaş normal şartlarda güzel bir şey olması gerekirken bazen gerçekten çok can sıkıcı olabiliyor. O yüzden her yola herkesle çıkılmaması gerektiğini düşünüyorum.

Bir dostum var mesela oturduğumuzda iki kişi iki büyük rakıyı hallederiz gırgır şamata muhabbet gırla gider. Ne zaman bir çiftli sigara içsek elini yumruk yapar ve sigarayı yüzük parmağı ile serçe parmağı arasına sıkıştırıp öyle çekeler,yarıya geldiğimizde de ben daha almayım diyip 4 saatliğine kitlenir. Dolayısıyla kendisi ile artık sigara içmiyorum.

Başka bir arkadaş var o da zamanında herşeyi kullanan biriydi ama epey ara verdiği için sigaradan sonra çoğunlukla yatıp uyuyor :D tam varoluş felsefesi ve teozofi arasında sağlam bir sohbet başlatacakken kendimi tek başıma konu başlıklarını düşünürken buluyorum.

3. Arkadaşın profilini de anlatayım da tam olsun. Bu arkadaşın çenesi fazla düşük. Çoğunlukla kısa bir sessizlik olur da dünya varmış dersiniz ya hani işte tam o anın katilidir bu vatandaş. Alakalı alakasız sürekli konuşur aslında çoğu kez anlattıklarını artık dinlemeyip olayı makaraya saran bir yanım gelişti bu vatandaşa karşı. Fakat onda boş durmamış olsa gerek ki saçma sapan bir psikolojik rahatsızlık geliştirdi aşırı derecede yalan söylüyor. Hattaa bilindik şehir efsanelerini bile kendi başından geçmiş gibi anlatıyor.

Şimdi gel bu profiller ile birlikte mantar deneyimi yaşa tabii yaşayabilirsen.

Sadede gelirsek yanınızda seyahate çıkacağınız kişiyi iyi tanıyın. Ve çıkmadan önce 4-5 kez düşünün.
 

rage

Yeni üye
Öncelikle konu için çok teşekkürler @SkippeRR. @IcBlue ile birlikte ikinizin paylaştığı bilgiler ve deneyimler gerçekten çok kıymetli. Yazılarınızı okudukça aynı kafada olduğumuz için de ayrı bir güzel geliyor açıkçası :)

40' lı yaşlarımdayım. Küçüklüğümden beri sokaklarda aynı senin de dediğin gibi kontrollü bir şekilde pek çok şeyi denemiş olsam da mantar serüvenim çok yeni. Kesinlikle ama kesinlikle, "aman hadi bu gece dağıtıyoruz" luk bir şey değil. İlk deneyimim mükemmeldi. Orada sizin tavsiyelerinizin payı çok büyük zaten. Baştan sonra inanılmaz spritüel bir deneyimdi.

Sonraki 2 deneyimimde de maalesef o büyüyü yakalayamadım. Hatta hafiften bad trip bile yaşadım. Ama sebebini de biliyorum aslında. Zamanı değildi. Yine de kendime hakim olamayıp yedim, karşılığını da aldım.

Şimdi elimde sadece 1 porsiyonluk mantarım kaldı :) Kafam iyice berrak olduğunda yemeyi planlıyorum. Açıkçası back' ten yanıt alamadığım için de bekletiyorum biraz :) Umarım döner.

Sonrasında da grow yapmak istiyorum. Çok merak ediyorum yetiştirmeyi, büyütmeyi. Back döner de spor temin edersem sizlerden yardım isteyebilirim eğer sizin için de uygun olursa tabii.

Bir de aklıma takılan bir soru var. Saçma olabilir belki ama nedense mantar bende hep ilkbahar ve yaz' ı çağrıştırıyor. Belki de renkleri, kontrastı arttırmasından bilemiyorum ama kışın hiç deneyimlediniz mi? Havanın kapalı, kasvetli olması falan farklı bir tecrübeye sebebiyet verir mi çok merak ediyorum.
 

rage

Yeni üye
2-) Hikayede anlatmayı unuttum ama zirveye yakın yerde bu arkadaş bana sigara verdi. Arkadaşlar öncesinde ve tribinizde SİGARA İÇMEYİN SAKIN!
Bunun sebebi nedir kanka? Ben ilk mantar deneyimimde öncesinde evet 3-4 gün kadar içememiştim, hayvansal gıda diyetiyle birlikte. Ama mantarı yedikten 2 - 2.5 saat kadar sonra yaktığım sigara çok uzun zamandır içtiğim en güzel sigaraydı mesela. Hatta bu da bana tavsiyelerinden biriydi :)
 
Ü

Üye silindi 30498

Guest
Öncelikle konu için çok teşekkürler @SkippeRR. @IcBlue ile birlikte ikinizin paylaştığı bilgiler ve deneyimler gerçekten çok kıymetli. Yazılarınızı okudukça aynı kafada olduğumuz için de ayrı bir güzel geliyor açıkçası :)

40' lı yaşlarımdayım. Küçüklüğümden beri sokaklarda aynı senin de dediğin gibi kontrollü bir şekilde pek çok şeyi denemiş olsam da mantar serüvenim çok yeni. Kesinlikle ama kesinlikle, "aman hadi bu gece dağıtıyoruz" luk bir şey değil. İlk deneyimim mükemmeldi. Orada sizin tavsiyelerinizin payı çok büyük zaten. Baştan sonra inanılmaz spritüel bir deneyimdi.

Sonraki 2 deneyimimde de maalesef o büyüyü yakalayamadım. Hatta hafiften bad trip bile yaşadım. Ama sebebini de biliyorum aslında. Zamanı değildi. Yine de kendime hakim olamayıp yedim, karşılığını da aldım.

Şimdi elimde sadece 1 porsiyonluk mantarım kaldı :) Kafam iyice berrak olduğunda yemeyi planlıyorum. Açıkçası back' ten yanıt alamadığım için de bekletiyorum biraz :) Umarım döner.

Sonrasında da grow yapmak istiyorum. Çok merak ediyorum yetiştirmeyi, büyütmeyi. Back döner de spor temin edersem sizlerden yardım isteyebilirim eğer sizin için de uygun olursa tabii.

Bir de aklıma takılan bir soru var. Saçma olabilir belki ama nedense mantar bende hep ilkbahar ve yaz' ı çağrıştırıyor. Belki de renkleri, kontrastı arttırmasından bilemiyorum ama kışın hiç deneyimlediniz mi? Havanın kapalı, kasvetli olması falan farklı bir tecrübeye sebebiyet verir mi çok merak ediyorum.


Farklı tecrübe ve deneyimler insanın tamamen ruhsal ve duygusal açıdan nerede durduğuna bağlı. Elbette bu deneyimlerde ortam koşulları, güvenlik vs gibi önlemler çok elzem. Fakat bu da en az onlar kadar önemli. Kafam iyice berrak olduğunda yemeyi planlıyorum. İşin püf noktası tam olarak burası. Eğlenceyi geçtim, düzenli aralıklarla tüketme halinde bile mantar ile aranda bir iletişim olması gerektiğine inanıyorum artık. Onun seni çağırdığı, senin ona hazır olduğun ortak bir zaman dilimi bu sevdayı pekiştiriyor. Aksi olması halinde tabiki de ayrılık...

Grow hakkında elimde bulunan kısıtlı bilgi ve imkanla elbette yardımcı olmaya çalışırım. Olabilirsem de ne mutlu. Sevinirim...

Mantar düşüşünde sigara içmeye okeyim. Düşüşü yumuşatmak ve etki süresini verimli bir şekilde uzatmak için gayet hoş bir tavrı var. Tabi bu tribin nasıl geçtiğine de bağlı. Tüm trip boyunca büyük mücadeleler verdiğin bir trip sonunda sigara içmek de, yüzüne şakır şakır vuran o tatsız tecrübeyi uzatmak anlamına gelir. Benim tam olarak kastım zirvedeyken "şu duman bana çok iyi gelir" fikrinden uzak durulması gerektiği...

Peki neden?

Bu büyük bir kumar. O an sigaranın seni bulunduğun yerden alıp nereye götüreceği tamamen meçhul. Hatta "Ulan acaba sigara beni inceden rahatsız mı ediyor ya?" fikrine sahipsek, KARŞINIZDA KAKABÜS. İŞTE ŞİMDİ SIÇTINIZ, markasının reklam yüzü olabiliriz :) Tüm bunların yanı sıra trip ile kombinleme fikri de yanlış. Neyin nelere yol açacağını öyle şak diye kestirebileceğimiz bir yol değil burası. O işin profesyoneli Mavi Melek.

Harika geçen tribin o ince kırıntıları eşliğinde sigara ateşlemek bana da muhteşem geliyor. O derin manalı yolculuk yerini şirin şakalar yapan bir afacana bırakıyor :) Özlemişim...
 

IcBlue

Doktor
Öncelikle konu için çok teşekkürler @SkippeRR. @IcBlue ile birlikte ikinizin paylaştığı bilgiler ve deneyimler gerçekten çok kıymetli. Yazılarınızı okudukça aynı kafada olduğumuz için de ayrı bir güzel geliyor açıkçası :)

40' lı yaşlarımdayım. Küçüklüğümden beri sokaklarda aynı senin de dediğin gibi kontrollü bir şekilde pek çok şeyi denemiş olsam da mantar serüvenim çok yeni. Kesinlikle ama kesinlikle, "aman hadi bu gece dağıtıyoruz" luk bir şey değil. İlk deneyimim mükemmeldi. Orada sizin tavsiyelerinizin payı çok büyük zaten. Baştan sonra inanılmaz spritüel bir deneyimdi.

Sonraki 2 deneyimimde de maalesef o büyüyü yakalayamadım. Hatta hafiften bad trip bile yaşadım. Ama sebebini de biliyorum aslında. Zamanı değildi. Yine de kendime hakim olamayıp yedim, karşılığını da aldım.

Şimdi elimde sadece 1 porsiyonluk mantarım kaldı :) Kafam iyice berrak olduğunda yemeyi planlıyorum. Açıkçası back' ten yanıt alamadığım için de bekletiyorum biraz :) Umarım döner.

Sonrasında da grow yapmak istiyorum. Çok merak ediyorum yetiştirmeyi, büyütmeyi. Back döner de spor temin edersem sizlerden yardım isteyebilirim eğer sizin için de uygun olursa tabii.

Bir de aklıma takılan bir soru var. Saçma olabilir belki ama nedense mantar bende hep ilkbahar ve yaz' ı çağrıştırıyor. Belki de renkleri, kontrastı arttırmasından bilemiyorum ama kışın hiç deneyimlediniz mi? Havanın kapalı, kasvetli olması falan farklı bir tecrübeye sebebiyet verir mi çok merak ediyorum.
güzel düşüncen için ben teşekkür ederim kankacım, ihtiyacın olduğunda elimizden geldiğince yardım etmekten de mutlu oluruz tabi :) soruna gelince bu çok kişisel bir durum, herkes için cevabı farklı olacaktır. işin içinde mantar olmadığında bile kapalı havayı seven ve sevmeyen insanlar olabilir, örneğin ben bir kapalı hava müptelasıyım. benim için kapalı havada mantar etkisiyle gözümü kamaştırmadan gökyüzüne bakabilmek müthiş aktivite ama tabiki kapalı havalarda kendini kötü hisseden herhangi biri için mantar etkisinde bunun olumsuz bir tetikleyici olma ihtimali de vardır illaki. kışın mantara bir olumsuz etkisi, kar. herşey bembeyazken gözü çok yoruyor, bu ne parlaklık böyle demekten kendini de alamadığın için başka herhangi bir şey düşünmeyi de çok zorlaştırıyor. yine de bu, karlı bir günde mantarla birlikte bomboş bir parkta yürümenin -sadece denge problemini aşmışsan- veya kar yağdıktan sonra genelde abuk subuk renklere bürünen gökyüzünün güzel bir şeyler yaşatamayacağı anlamına gelmiyor. bulunduğun durumdan, ortamdan, şartlardan cebine neler koyabileceğinin sınırlarını yine kendin çiziyorsun, zaten mantarla özdeşmeye başlayınca doğanın yapacağı hiçbir şey de rahatsız etmiyor. mantarın sana bu şekilde birşeyler çağrıştırıyor olması bile bu yolculukta güzel yerlerde yürüdüğünü gösterir, bu tarz sorularının cevabını da ancak kendi yolculuğunda öğrenebilirsin. gönlünce güzel tripler gecirmen dileğiyle, bol şans.
 
Ü

Üye silindi 30498

Guest
Yazılanlar geçtiğimiz bir kaç gün içinde, yazmaya merak salmış bir dostun, kafası güzelken çok ıssız ve sessiz bir ortamda, derin sohbetin arasında aniden bağırmaya başladığı şu cümleyi getirdi aklıma;

"Oluyor olanlar, durdurmak imkansız. Yaşanacaktır elbet, tahmini mümkün değil. Ancak bakış kurtarır seni, zamanı bütünleyen, geçmişi kurtaran. Adı bellidir onun. Akış. Görmenin ve duymanın bitmeyen eğitimi, zamanın gücü, EYLEM."

Dudaklarının arasına bir fırt sigara dumanını esir etti ve dumanın şu cümlelerle esaretinden kurtulmasına izin verdi;

"Al insanoğlu, al. İşte aradığın Tanrı."
 

Kickstrt

Üye
Yazılanın çoğunu okudum, keşke şu site ve içeriği Türkiye'de yasal olsa da kendimi tanıtarak ve bir yerde toplanarak devam etseydim. Tartışma konusuna dönüşmemesi için şöyle başlayayım, edebiyat okuduktan sonra ilgi alanım psikoloji olarak gelişti ve bazı sebeplerle sona yaklaşmışken kaydı dondurdum. Öncesinde hazırlık için bir çok akademik makale okudum, ilgimi çeken kısımları tekrar tekrar okudum, ilgi alanınız ise üni.arşivlerinde açık şekilde paylaşılıyor.

Konuyu kısa tutmaya çalışacağım, faydalı taraflarına değineceğim. Psilocybine ile literatüre girmiş tek bir ölüm olayı var o da İngiliz bir adamın 2006 yılı olması lazım, çok yüksek dozlarda alıp bir köprüde şımarıklık yaparken düşmesi sonucu olmuş ve ilgili başka bir sorun kayıtlı değil.
Psilocybine ilaca dirençli ağır depresyon rahatsızlığı, anksiyete gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor ve inanılmaz pozitif sonuçlar veriyor. 21 ila 25 gr. arası psilocybine maddesinin sigara, alkol, uyuşturucu bağımlığı tedavisinde nasıl mucizeler yarattığını araştırabilirsiniz.
Paul Stamets dünyanın en ünlü mikologlarının başını çeker, doğuştan gelen kekemeliğini sadece tek bir doz psilocybine mantarı ile yendiğini hem Netflix belgeselinde hem TED konuşmasında özellikle anlatır ki bunu duymak merakımı daha çok artırdı.
Psilocybine mantarı ile ilgili özellikle mikro doz kısmını araştırmanızı isterim, 0.05-0.10 mg. mikro doz tekniği ile iş, aile, aşk, arkadaş ilişkileri gibi hayatınıza kafanız iyi olmadan, göz bebekleri büyümeden pozitif olarak mucizevi faydalar katacağını, nasıl değiştiğinizi bir görseniz o mantarları yan yana dizer önünde saygı duruşunda beklersiniz, aynı yöntem ile çok yakından tanıdığım müzisyen bir arkadaşım kullandığı reçeteli antidepresan ilaçlarına veda etmedi, elveda dedi. (bu konuyu ayrıca açmak lazım, gerçekten tez konusu)

Bağımlılık konusu sadece maddelerle ilgili bir durum değil, bağımlılık davranışsal bozukluk türü, bu herşey olabilir telefon, internet, yemek, seks, elbette nedensel maddeler vs. ama psikedelik maddeler LSD ve psilocybine bunlardan biri değil, literatürde bunlar ile ilgili bir bağımlılık çeşidi yok..

Amaaa der ve @SkippeRR kardeşimin yazdıklarına dönüp ekleme yaparsak tehlikeyi şöyle açabiliriz; Bazı kişiler için bazı psikedelik maddeler geri dönüşü olmayan zararlar verir, hemde yüksek tek bir doz ile!!! Nasıl? Ailesinden biri veya kendisi psikotik kriz yaşamış kişiler, personality disorder-kişilik bozukluğu, paranoid şizofreni gibi bir çok hastalığı tek bir seferde kalıcı olarak daha kötü duruma sürükler, düşünün bu hastalıkların kontrolden çıkıp etrafta bir sürü sosyopatın dolaştığını, Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi kimin içinden ne zaman canavar çıkacağı belli değil..

Ayrıca sitede birçok arkadaş maddeleri keyif almanın dışına çıkıp herşeyi en uçlarda yaşayarak kullanıyor.
Herkesin anlayacağı dilde açıklamak gerekirse, mikro doz her insana bildiğiniz şifa olarak gelir, 1 gr. kadar psilocybine mantarı her insana keyif verir, diyete miyete gerek yok, bazı arkadaşların konularını gördüm. Mantar etkisini göstermemiş ise uygun koşulda saklanmamış, doğal şekilde kurutulmamış, güneş ışığı, ışık alan ortam veya ısısı yüksek ortamda kalmıştır, tüm bunlar psilocybine maddesinin düşmanıdır. Psikedelik maddeler ile ilgili üstünden geçtik, evet faydalı ve zararlı kısımları var tabiiki.
Peki ya ottur zararı yoktur dediğimiz esrarın? OKB ve bipolar bozukluğu olan kişilerde neler yaptığını bilseniz. İstatistiklere göre toplumun %5 kadarı bipolar, oysa sayı daha fazla. Şu sitede dahi young mani derecelendirme ölçeğiyle test yapsak şaşar kalırsınız.
Mümkün olduğunca konuya kısa kısa değinip elimden geldiğince açıklama katmak istedim.
Muhabbetiniz bol olsun..
 

dasvidania21

Yeni üye
Yazılanın çoğunu okudum, keşke şu site ve içeriği Türkiye'de yasal olsa da kendimi tanıtarak ve bir yerde toplanarak devam etseydim. Tartışma konusuna dönüşmemesi için şöyle başlayayım, edebiyat okuduktan sonra ilgi alanım psikoloji olarak gelişti ve bazı sebeplerle sona yaklaşmışken kaydı dondurdum. Öncesinde hazırlık için bir çok akademik makale okudum, ilgimi çeken kısımları tekrar tekrar okudum, ilgi alanınız ise üni.arşivlerinde açık şekilde paylaşılıyor.

Konuyu kısa tutmaya çalışacağım, faydalı taraflarına değineceğim. Psilocybine ile literatüre girmiş tek bir ölüm olayı var o da İngiliz bir adamın 2006 yılı olması lazım, çok yüksek dozlarda alıp bir köprüde şımarıklık yaparken düşmesi sonucu olmuş ve ilgili başka bir sorun kayıtlı değil.
Psilocybine ilaca dirençli ağır depresyon rahatsızlığı, anksiyete gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor ve inanılmaz pozitif sonuçlar veriyor. 21 ila 25 gr. arası psilocybine maddesinin sigara, alkol, uyuşturucu bağımlığı tedavisinde nasıl mucizeler yarattığını araştırabilirsiniz.
Paul Stamets dünyanın en ünlü mikologlarının başını çeker, doğuştan gelen kekemeliğini sadece tek bir doz psilocybine mantarı ile yendiğini hem Netflix belgeselinde hem TED konuşmasında özellikle anlatır ki bunu duymak merakımı daha çok artırdı.
Psilocybine mantarı ile ilgili özellikle mikro doz kısmını araştırmanızı isterim, 0.05-0.10 mg. mikro doz tekniği ile iş, aile, aşk, arkadaş ilişkileri gibi hayatınıza kafanız iyi olmadan, göz bebekleri büyümeden pozitif olarak mucizevi faydalar katacağını, nasıl değiştiğinizi bir görseniz o mantarları yan yana dizer önünde saygı duruşunda beklersiniz, aynı yöntem ile çok yakından tanıdığım müzisyen bir arkadaşım kullandığı reçeteli antidepresan ilaçlarına veda etmedi, elveda dedi. (bu konuyu ayrıca açmak lazım, gerçekten tez konusu)

Bağımlılık konusu sadece maddelerle ilgili bir durum değil, bağımlılık davranışsal bozukluk türü, bu herşey olabilir telefon, internet, yemek, seks, elbette nedensel maddeler vs. ama psikedelik maddeler LSD ve psilocybine bunlardan biri değil, literatürde bunlar ile ilgili bir bağımlılık çeşidi yok..

Amaaa der ve @SkippeRR kardeşimin yazdıklarına dönüp ekleme yaparsak tehlikeyi şöyle açabiliriz; Bazı kişiler için bazı psikedelik maddeler geri dönüşü olmayan zararlar verir, hemde yüksek tek bir doz ile!!! Nasıl? Ailesinden biri veya kendisi psikotik kriz yaşamış kişiler, personality disorder-kişilik bozukluğu, paranoid şizofreni gibi bir çok hastalığı tek bir seferde kalıcı olarak daha kötü duruma sürükler, düşünün bu hastalıkların kontrolden çıkıp etrafta bir sürü sosyopatın dolaştığını, Dr. Jekyll ve Mr. Hyde gibi kimin içinden ne zaman canavar çıkacağı belli değil..

Ayrıca sitede birçok arkadaş maddeleri keyif almanın dışına çıkıp herşeyi en uçlarda yaşayarak kullanıyor.
Herkesin anlayacağı dilde açıklamak gerekirse, mikro doz her insana bildiğiniz şifa olarak gelir, 1 gr. kadar psilocybine mantarı her insana keyif verir, diyete miyete gerek yok, bazı arkadaşların konularını gördüm. Mantar etkisini göstermemiş ise uygun koşulda saklanmamış, doğal şekilde kurutulmamış, güneş ışığı, ışık alan ortam veya ısısı yüksek ortamda kalmıştır, tüm bunlar psilocybine maddesinin düşmanıdır. Psikedelik maddeler ile ilgili üstünden geçtik, evet faydalı ve zararlı kısımları var tabiiki.
Peki ya ottur zararı yoktur dediğimiz esrarın? OKB ve bipolar bozukluğu olan kişilerde neler yaptığını bilseniz. İstatistiklere göre toplumun %5 kadarı bipolar, oysa sayı daha fazla. Şu sitede dahi young mani derecelendirme ölçeğiyle test yapsak şaşar kalırsınız.
Mümkün olduğunca konuya kısa kısa değinip elimden geldiğince açıklama katmak istedim.
Muhabbetiniz bol olsun..
Merhaba yazdıklarınızı keyifle okudum, elinize sağlık. Esrar ile ilgili bahsettiğiniz kısmı anlamadım. Bu konu ile ilgili bilgi vermek ister misiniz
 

Kickstrt

Üye
Esrarın önce güzel tarafıyla başlayalım.

Esrar maddesi kullandıktan kısa süre sonra etkisini gösterir ve duygu durum değişikliği başlar. O anki içinde bulunduğunuz duruma göre hüzünlü veya çok keyifli geçer, bazen buna algı ve düşünce değişiklikleri de eklenir.
Aşırı neşe, coşku, konuşma ve hareketler artar, hayal gücü, hızlı düşünce akışı başlar yeni ayrıntılar keşfeder, çevreyle ilişki artar, tasarım gücü canlanır ki çeşitli branşlarda özellikle müzik, görsel ve sahne sanatları ile uğraşanların kullandığı bilinen gerçek, cinsel istekte artma olabilir hatta belli yaş üstü esrarla tanışmış kişiler doğal viagra olarak adlandırıp seks öncesi içmeyi tercih eder evet ama kazın ayağı her zaman öyle değil..

Tabiiki etkiler hep bu şekilde görünecek diye birşey yok, iyi tarafından bakıyoruz ya. Good trip veya bad trip yaşamak o an kişinin bulunduğu psikoloji ve duygu durumuna göre değişkendir.

Esrar kullanmak kısa vadedeki bu etkileriyle birlikte yaşam tarzı olarak insan üzerinde çok etkili olduğu bir gerçek, bunun için de esrar kullanım miktarı önemli. İdeal olarak keyifli kullanım ayda bir-iki sigara veya onbeş günde bir sigara veya haftada belli bir gün seçerek sadece bir sigara. Bu aralıklarla düzenli şekilde hayat boyu esrar kullanıp, normal bir aile ve iş yaşantısı sürdüren kişilerin sayısı gerçekten çok fazla. Müptezel şekilde kullanımda zaten bu yukarıda yazdığım her kelimenin zıt anlamını düşünün. Kullanım sıklığı arttıkça kullanılan maddenin de miktarı artar çünkü sık kullanımla birlikte vücut toleransı artık yükselir, zaten üst üste kullanıldıktan sonra son sigara için bir şey yapmadı, gerek yoktu gibi şeyler söylenir ya bu aslında çok ileriye gittiğini biraz uzak kalman gerektiğinin sinyalidir. İyi şeylerden bahsetmiştik ya, artık yavaş yavaş karanlık tarafa geçtik..

Kullanmaya başlarken eğlenceliydi hep öyle sanıyorduk kullanım sıklığımız arttı, neşe dönemini algı ve düşünce bozuklukları izleyebilir, zaman ve mekan algısı bozulabilir, kısa zamanlı hafıza kaybına neden olur, bazen bir arkadaşından, mekandan çıkarsın eve gideceksin bir anda pat diye kalırsın -ben neredeyim, yanlış yere mi gidiyorum! İrade zayıflar, cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlanabilir(!) Öğrenme sorunları baş gösterir mesela eskiden herkesin numarasını ezbere hatırlarken şimdi altı haneli sms ile gelen banka şifresi ekranını kapatıp uygulamaya geçtiğim anda kafamdan gidiyor diyen sayısı inanılmaz fazla. Uzun süreli kullanımda tepki verme süresinde düşüş, muhakeme yeteneğinde ve düşünme yeteneğinde kayıplar olur bu kaçınılmaz bir durum.

Vücut sürekli olarak kendini yorgun hisseder, kişi eskiden böyle değildim tembellik başladı der ama hala gerçek nedeni red eder :)
Daha iyi durumdayız ama sarmaya devam ediyoruz..
Artık durumumuz hafif paranoya geçmekte, yatkınlık varsa panik atakları ve özellikle anksiyete tetiklenmekte, beyin artık doğru kararlar almamaya başlar.

Hafıza kayıpları sürekli olarak artar ve gün içerisinde birçok anı veya olay hatırlanmamaya başlar. Düşünme ve karar verme mekanizmalarına ağır zarar veren bu madde, IQ seviyesinde de düşüşe sebep olmakta.

-Bu adam böyle değildi, iyice mala bağlamaya başladı deriz bazılarına ya :)

Tabi ki bu etkiler hemen görülmez, kişiden kişiye değişiklik gösterir, tüketim miktarına ve kaç yıl boyunca kullandığına göre değişir ama mutlaka gerçekleşir.
Aile geçmişinde şizofreni gibi bir hastalık varsa ve kişi esrar kullanıyorsa muhtemelen uzun kullanımda kalan hayatını akıl hastanesinde geçirecektir. Bipolar bozukluğu olan kişilerde hastalık önce şizofreni daha sonra paranoid şizofreniye dönüşür. Mesela etrafımızda sürekli seksten bahseden, oo şunda ne *öt var gibi muhabbetlerde bulunanları bipolar olarak değerlendirmeye alabiliriz, çoğunda yatkınlık mutlaka ama mutlaka var, onunla ilgili net olmasada ön bilgi veren bazı testler var.

Çok uzattım, üçüncü dublemi içiyorum ama konu orasından kes burasından kısalt konusu değil, parmaklarıma kramp girmeye başladı.

Hızlı özet geçip topluyorum..

Hayatımıza misss gibi güzellik katacak, keyfimizi muhabbetimizi bol edecek, en küçük zararını görmeyeceğimiz şekli ilk kısımda geçti ve biz hep aynı keyfi yaşayacağımızı düşünerek devam edip karanlık tarafa geçtiğimiz de daha basit ve özetle; erken bunama, işten güçten geri kalma, iletişim kabiliyetinde düşme, en küçük meseleyi takıntı haline getirme, duygusal bozukluk, en basit durumda ani sinirlenme, düşüncede taşkınlık, saplantı, bellek karışıklığı ve kaybı gibi belirtiler, katatonik şizofreni!
Buradaki sorunların bir kısmı kronik kullanımda mutlaka ortaya çıkacaktır, maalesef bir çok kişi uçlarda yaşadığı için kaçınılmaz bir durum ve etrafımızda farklı tür ve derecede okadar çok akıl sağlığı yaşayıp bunun farkında olmadan hayatını devam ettiren insan var ki şaşarsınız.

Sonuç olarak herşeyin fazlası zarar şekerin, tuzun, alkolün hatta suyun bile ama kararında kullanımla negatifi pozitife çevirmek mümkün

Esrar ayrıca tıp alanında geniş yelpazede kullanılıyor, alt kısım alıntıdır..

Antikonvülzan: epilepsi nöbetlerini azaltır.
Antiemetik: bulantıyı giderir
Analjezik: ağrı kesicidir
Kanserli hastalarda öforizan (neşe verici)
Astımda brokodilatör (solunum yollarını açıcı)
Glokom (göz tansiyonu) tedavisinde göz içi basıncını azaltır.
Aidsli hastalarda iştah artırıcı olarak kullanılır.

Dördüncü dubleye geldim elim gitmiyor, cümle düşüklüğü tekrar edilme gibi durum görürseniz görmezden gelin, muhabbetiniz bol olsun.
 

IcBlue

Doktor
Esrarın önce güzel tarafıyla başlayalım.

Esrar maddesi kullandıktan kısa süre sonra etkisini gösterir ve duygu durum değişikliği başlar. O anki içinde bulunduğunuz duruma göre hüzünlü veya çok keyifli geçer, bazen buna algı ve düşünce değişiklikleri de eklenir.
Aşırı neşe, coşku, konuşma ve hareketler artar, hayal gücü, hızlı düşünce akışı başlar yeni ayrıntılar keşfeder, çevreyle ilişki artar, tasarım gücü canlanır ki çeşitli branşlarda özellikle müzik, görsel ve sahne sanatları ile uğraşanların kullandığı bilinen gerçek, cinsel istekte artma olabilir hatta belli yaş üstü esrarla tanışmış kişiler doğal viagra olarak adlandırıp seks öncesi içmeyi tercih eder evet ama kazın ayağı her zaman öyle değil..

Tabiiki etkiler hep bu şekilde görünecek diye birşey yok, iyi tarafından bakıyoruz ya. Good trip veya bad trip yaşamak o an kişinin bulunduğu psikoloji ve duygu durumuna göre değişkendir.

Esrar kullanmak kısa vadedeki bu etkileriyle birlikte yaşam tarzı olarak insan üzerinde çok etkili olduğu bir gerçek, bunun için de esrar kullanım miktarı önemli. İdeal olarak keyifli kullanım ayda bir-iki sigara veya onbeş günde bir sigara veya haftada belli bir gün seçerek sadece bir sigara. Bu aralıklarla düzenli şekilde hayat boyu esrar kullanıp, normal bir aile ve iş yaşantısı sürdüren kişilerin sayısı gerçekten çok fazla. Müptezel şekilde kullanımda zaten bu yukarıda yazdığım her kelimenin zıt anlamını düşünün. Kullanım sıklığı arttıkça kullanılan maddenin de miktarı artar çünkü sık kullanımla birlikte vücut toleransı artık yükselir, zaten üst üste kullanıldıktan sonra son sigara için bir şey yapmadı, gerek yoktu gibi şeyler söylenir ya bu aslında çok ileriye gittiğini biraz uzak kalman gerektiğinin sinyalidir. İyi şeylerden bahsetmiştik ya, artık yavaş yavaş karanlık tarafa geçtik..

Kullanmaya başlarken eğlenceliydi hep öyle sanıyorduk kullanım sıklığımız arttı, neşe dönemini algı ve düşünce bozuklukları izleyebilir, zaman ve mekan algısı bozulabilir, kısa zamanlı hafıza kaybına neden olur, bazen bir arkadaşından, mekandan çıkarsın eve gideceksin bir anda pat diye kalırsın -ben neredeyim, yanlış yere mi gidiyorum! İrade zayıflar, cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlanabilir(!) Öğrenme sorunları baş gösterir mesela eskiden herkesin numarasını ezbere hatırlarken şimdi altı haneli sms ile gelen banka şifresi ekranını kapatıp uygulamaya geçtiğim anda kafamdan gidiyor diyen sayısı inanılmaz fazla. Uzun süreli kullanımda tepki verme süresinde düşüş, muhakeme yeteneğinde ve düşünme yeteneğinde kayıplar olur bu kaçınılmaz bir durum.

Vücut sürekli olarak kendini yorgun hisseder, kişi eskiden böyle değildim tembellik başladı der ama hala gerçek nedeni red eder :)
Daha iyi durumdayız ama sarmaya devam ediyoruz..
Artık durumumuz hafif paranoya geçmekte, yatkınlık varsa panik atakları ve özellikle anksiyete tetiklenmekte, beyin artık doğru kararlar almamaya başlar.

Hafıza kayıpları sürekli olarak artar ve gün içerisinde birçok anı veya olay hatırlanmamaya başlar. Düşünme ve karar verme mekanizmalarına ağır zarar veren bu madde, IQ seviyesinde de düşüşe sebep olmakta.

-Bu adam böyle değildi, iyice mala bağlamaya başladı deriz bazılarına ya :)

Tabi ki bu etkiler hemen görülmez, kişiden kişiye değişiklik gösterir, tüketim miktarına ve kaç yıl boyunca kullandığına göre değişir ama mutlaka gerçekleşir.
Aile geçmişinde şizofreni gibi bir hastalık varsa ve kişi esrar kullanıyorsa muhtemelen uzun kullanımda kalan hayatını akıl hastanesinde geçirecektir. Bipolar bozukluğu olan kişilerde hastalık önce şizofreni daha sonra paranoid şizofreniye dönüşür. Mesela etrafımızda sürekli seksten bahseden, oo şunda ne *öt var gibi muhabbetlerde bulunanları bipolar olarak değerlendirmeye alabiliriz, çoğunda yatkınlık mutlaka ama mutlaka var, onunla ilgili net olmasada ön bilgi veren bazı testler var.

Çok uzattım, üçüncü dublemi içiyorum ama konu orasından kes burasından kısalt konusu değil, parmaklarıma kramp girmeye başladı.

Hızlı özet geçip topluyorum..

Hayatımıza misss gibi güzellik katacak, keyfimizi muhabbetimizi bol edecek, en küçük zararını görmeyeceğimiz şekli ilk kısımda geçti ve biz hep aynı keyfi yaşayacağımızı düşünerek devam edip karanlık tarafa geçtiğimiz de daha basit ve özetle; erken bunama, işten güçten geri kalma, iletişim kabiliyetinde düşme, en küçük meseleyi takıntı haline getirme, duygusal bozukluk, en basit durumda ani sinirlenme, düşüncede taşkınlık, saplantı, bellek karışıklığı ve kaybı gibi belirtiler, katatonik şizofreni!
Buradaki sorunların bir kısmı kronik kullanımda mutlaka ortaya çıkacaktır, maalesef bir çok kişi uçlarda yaşadığı için kaçınılmaz bir durum ve etrafımızda farklı tür ve derecede okadar çok akıl sağlığı yaşayıp bunun farkında olmadan hayatını devam ettiren insan var ki şaşarsınız.

Sonuç olarak herşeyin fazlası zarar şekerin, tuzun, alkolün hatta suyun bile ama kararında kullanımla negatifi pozitife çevirmek mümkün

Esrar ayrıca tıp alanında geniş yelpazede kullanılıyor, alt kısım alıntıdır..

Antikonvülzan: epilepsi nöbetlerini azaltır.
Antiemetik: bulantıyı giderir
Analjezik: ağrı kesicidir
Kanserli hastalarda öforizan (neşe verici)
Astımda brokodilatör (solunum yollarını açıcı)
Glokom (göz tansiyonu) tedavisinde göz içi basıncını azaltır.
Aidsli hastalarda iştah artırıcı olarak kullanılır.

Dördüncü dubleye geldim elim gitmiyor, cümle düşüklüğü tekrar edilme gibi durum görürseniz görmezden gelin, muhabbetiniz bol olsun.
bu mantıkla bir bipolar olarak ben hepinizin g*tüne bakıyorum. adhd ve ocd de olduğuma göre bakmakla kalmayadabilirim :)
 
Ü

Üye silindi 30498

Guest
Yazılanın çoğunu okudum, keşke şu site ve içeriği Türkiye'de yasal olsa da kendimi tanıtarak ve bir yerde toplanarak devam etseydim. Tartışma konusuna dönüşmemesi için şöyle başlayayım, edebiyat okuduktan sonra ilgi alanım psikoloji olarak gelişti ve bazı sebeplerle sona yaklaşmışken kaydı dondurdum. Öncesinde hazırlık için bir çok akademik makale okudum, ilgimi çeken kısımları tekrar tekrar okudum, ilgi alanınız ise üni.arşivlerinde açık şekilde paylaşılıyor.

İki yazıyı da daha yeni okuyabilme fırsatım oldu. Fakat tek tek gitmekte fayda olacağını düşünüyorum. Öncelikle konu başlığı altında tartıştığımız mesele, deneyimler ve bu deneyimler arasında gözlemlediğimiz tehlikelerdir. Ben önce kendim ve sonrasında ise çevrem olmak itibariyle gerek psyhcedelic maddeler gerek psilosibin olsun bu maddeler ile yaşadığımız triplerin (özellikle çok deneyimli değilsek) ölümcül olabileceğini deneyimledim, duydum, dinledim, şahit oldum ve okudum.

Psilosibine bağlı ölüm raporu, ancak kişinin psilosibin nedeniyle ölmesi sonucunda tutulabilir. Fakat psilosibin kaynaklı etkiler nedeniyle kişinin kendine zarar verecek davranışlar içerisinde olması ya da ölmesi, psilosibin nedenli ölümler istatistik raporlarında bulunmazlar.

Forumda insanların psilosibin ya da psyhcedelic maddelere nasıl yaklaşacağını bilmek mümkün olmadığından tavsiyelerimizi bunun ışığında vermemizin daha doğru olacağını düşünüyorum. Her şeyden önce tecrübeli olmak, ışık tutmaktır. Ve her zaman madde etkilerinin kötü sonuçlar doğuracağı bad tripler yaşamak psikolojik sebeplerden kaynaklı olmaz. Çok sağlıklı görülen sebeplerden de maddelerin bad tripleri nedeniyle kişiler kendilerine ya da çevrelerine zarar verebilirler. Bunu öngörmek mümkün değildir.

Bu konuyla ilgili son olarak diyetin önemsiz olduğu kesin kanaatim ve deneyimlediğim, herkesin de deneyebileceği ve ortaya koyabileceği keskin bir yanlıştır. Spiritüel sebeplerin dışında bilimsel olarak psilosibin maddesinin kana karışması için mide asidinin mantarı eritebiliyor olması gerekir. Diyetsiz tüketimlerde yağ kaplı mide içerisinde mantar, sadece dışkıdan ibaret olacaktır.


Esrarın önce güzel tarafıyla başlayalım.

Esrar maddesi kullandıktan kısa süre sonra etkisini gösterir ve duygu durum değişikliği başlar. O anki içinde bulunduğunuz duruma göre hüzünlü veya çok keyifli geçer, bazen buna algı ve düşünce değişiklikleri de eklenir.
Aşırı neşe, coşku, konuşma ve hareketler artar, hayal gücü, hızlı düşünce akışı başlar yeni ayrıntılar keşfeder, çevreyle ilişki artar, tasarım gücü canlanır ki çeşitli branşlarda özellikle müzik, görsel ve sahne sanatları ile uğraşanların kullandığı bilinen gerçek, cinsel istekte artma olabilir hatta belli yaş üstü esrarla tanışmış kişiler doğal viagra olarak adlandırıp seks öncesi içmeyi tercih eder evet ama kazın ayağı her zaman öyle değil..

Tabiiki etkiler hep bu şekilde görünecek diye birşey yok, iyi tarafından bakıyoruz ya. Good trip veya bad trip yaşamak o an kişinin bulunduğu psikoloji ve duygu durumuna göre değişkendir.

30'lu yaşlarımın henüz ortalarına doğru ilerlediğim şu günlerde, yaklaşık olarak 20 yıldır esrar tüketiyorum. Ve tüketime bağlı çok geniş bir arkadaş kitlem olmasına rağmen "esrara bağlı cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlanabilir" tespitine hayatım boyunca ilk kez şahit oluyorum. Kaldı ki cinsel yönelimler ve deneyimlere "sapmalar" şeklinde yaklaşmanın da çok kırıcı olduğu kanaatindeyim. Seks, mekan, zaman ve kişiye göre tercih edilen, yönelimler tarafı ise kimseyi ilgilendirmeyen, kişiye göre alkol ve kimyasal maddeler sebebiyle yanlış tercihler yapmaya sebep olabilen bir ihtiyaçtır. Fakat bunu esrar ile bağdaştırabilmek, özellikle bipolar insanların duygu durum değişikliğine bağlı olarak seks dürtülerini kontrol edemeyeceğini iddia etmek, bilimsel verilere dayanmamaktadır...
 

Kickstrt

Üye
İki yazıyı da daha yeni okuyabilme fırsatım oldu. Fakat tek tek gitmekte fayda olacağını düşünüyorum. Öncelikle konu başlığı altında tartıştığımız mesele, deneyimler ve bu deneyimler arasında gözlemlediğimiz tehlikelerdir. Ben önce kendim ve sonrasında ise çevrem olmak itibariyle gerek psyhcedelic maddeler gerek psilosibin olsun bu maddeler ile yaşadığımız triplerin (özellikle çok deneyimli değilsek) ölümcül olabileceğini deneyimledim, duydum, dinledim, şahit oldum ve okudum.

Psilosibine bağlı ölüm raporu, ancak kişinin psilosibin nedeniyle ölmesi sonucunda tutulabilir. Fakat psilosibin kaynaklı etkiler nedeniyle kişinin kendine zarar verecek davranışlar içerisinde olması ya da ölmesi, psilosibin nedenli ölümler istatistik raporlarında bulunmazlar.

Forumda insanların psilosibin ya da psyhcedelic maddelere nasıl yaklaşacağını bilmek mümkün olmadığından tavsiyelerimizi bunun ışığında vermemizin daha doğru olacağını düşünüyorum. Her şeyden önce tecrübeli olmak, ışık tutmaktır. Ve her zaman madde etkilerinin kötü sonuçlar doğuracağı bad tripler yaşamak psikolojik sebeplerden kaynaklı olmaz. Çok sağlıklı görülen sebeplerden de maddelerin bad tripleri nedeniyle kişiler kendilerine ya da çevrelerine zarar verebilirler. Bunu öngörmek mümkün değildir.

Bu konuyla ilgili son olarak diyetin önemsiz olduğu kesin kanaatim ve deneyimlediğim, herkesin de deneyebileceği ve ortaya koyabileceği keskin bir yanlıştır. Spiritüel sebeplerin dışında bilimsel olarak psilosibin maddesinin kana karışması için mide asidinin mantarı eritebiliyor olması gerekir. Diyetsiz tüketimlerde yağ kaplı mide içerisinde mantar, sadece dışkıdan ibaret olacaktır.




30'lu yaşlarımın henüz ortalarına doğru ilerlediğim şu günlerde, yaklaşık olarak 20 yıldır esrar tüketiyorum. Ve tüketime bağlı çok geniş bir arkadaş kitlem olmasına rağmen "esrara bağlı cinsel sapmalarla ilgili davranışlara rastlanabilir" tespitine hayatım boyunca ilk kez şahit oluyorum. Kaldı ki cinsel yönelimler ve deneyimlere "sapmalar" şeklinde yaklaşmanın da çok kırıcı olduğu kanaatindeyim. Seks, mekan, zaman ve kişiye göre tercih edilen, yönelimler tarafı ise kimseyi ilgilendirmeyen, kişiye göre alkol ve kimyasal maddeler sebebiyle yanlış tercihler yapmaya sebep olabilen bir ihtiyaçtır. Fakat bunu esrar ile bağdaştırabilmek, özellikle bipolar insanların duygu durum değişikliğine bağlı olarak seks dürtülerini kontrol edemeyeceğini iddia etmek, bilimsel verilere dayanmamaktadır...
Bipolar hastaların duygu durum değişikliğiyle seks dürtülerini kontrol edemeyeceğini iddia etmeyi bırak, öyle bir cümle kullanmadım. Yazdıklarımı hiç anlamamışsınız, siz otuzlu yaşların ortasına yeni ilerlemeye başlamışken aramızda 20 yıla kadar uzun bir fark var.. Bipolar hastalarının ön teşhisi için basit davranış durumlarından yola çıkarak bazı fikirler edinebilirsiniz, bunun için yapılan görüşme ve young mani testinde buna dikkat edilir.

Burada çürük kardeşimin araştrıması ve yorumu var, ilginizi çekerse göz atarsınız.
Bunların dışında elinizin altında internetten de araştırıp ne kadarı doğru ne kadarı yanlış takdiri yine size kalmış, kafanıza göre.


Neyse siz yinede kusura bakmayın, bizimki cahillik işte ;) muhabbetiniz bol olsun.
 
Son düzenleme:
Konu başlığı altında tehlikeleri ve nasıl daha iyi hale getirebiliriz şeklinde durumları konuşmaya başladığımıza göre bu konuya güzel bir örnek ile devam etme niyetindeyim.​
Ben her deneyimi, yanımda mantar ile bir takım şeyleri fark edeceğine, hayatında bir takım güzel değişiklikler yaratabileceğine inandığım, fakat mantar deneyimine uygun olmadığının da farkında olduğum insanlarla geçirdim. Yine böyle bir arkadaşımın da dahil olduğu yolculuğuma 4g mantar tüketerek çıkmayı uygun gördüm.​
Lemon tek'imizi vurup sohbete başladık, bir süre sonra etkileri hissetmeye başlayınca da her zamanki gibi kanepeye geçip, birimiz bir tarafa, birimiz diğer tarafa uzanıp müzik ile akıp gidiyorduk yavaş yavaş.​
Arkadaşlar ben her tribin, kişinin kendi ustalığıyla inşa ettiği ve bunu yaparken de mantarın gösterdiği yol ile ilerlediği, malzeme olarak da kendini kullandığı bir mühendislik harikası olduğunu düşünürüm. Ben kendi inşaatımın üzerinde, dünyadan çok uzak bir diyarda, atom kadar küçük bir muhteşem derya kapısını aralayıp, tek gözümün ucuyla perdenin arkasındakiler izlerken ve izlediğim bu güzellikleri de bir yandan resmedip gözlerimle birlikte akarken arkadaşım benden çok daha farklı yaşıyordu. İşte diyetin önemi tam olarak buralarda başlıyor.
Ben hiç olmadığı kadar bu güne hazırlanıp diyet yapmışken, o neredeyse hiç diyet yapmamıştı. Ve hal böyleyken ben dünyadan çok uzaktaydım, o ise kanepede görsel şölen yaşıyordu ve benim yanımdaydı. Sosyalleşmeye çabalıyordu. Ve onun her sosyalleşme çabası, benim inşa ettiğim o mimari muhteşemliğe bir deprem etkisi yaratıyordu. İlk başta kurduğu cümleleri duymaya çalışmak yerine ona dönüp "Birlikte bir şeyler paylaşabilmemiz ancak ilerleyen saatlerde mümkün olabilir. Etkileri kaybolmaya başlayınca bir sigara yapar, uzun uzun sohbet ederiz" dedim. Fakat o her fırsatta beni tekrar yakalamaya çalıştı. Zamanın yok olmasından, gerçeklik algısının paramparça olmasından, tarih adı verilen koridorlarda birlikte geziyor olduğumuzdan bahsetti. Ve ben çok fazla depreme maruz kalan inşaatımın enkazında kaldım. Çıkmak için ise onunla sosyalleşmeye başladım. Oysa daha zirvede bile değildim....​
Her şey tam olarak burada başlıyor.​
Hayatımda şuan 6 ay gibi bir zaman zarfına ciddiyetle yaklaşmam gereken bir dönemin içerisindeyim. Bir takım güzellikler için 6 ayımı feda ettiğim, sabır edilmesi gereken bir dönem bu. Ve benim hayatın olağan gerçekliği ile ilgili de çocukluğumdan beri problemlerim olmuştur. Her zaman kurcalamış, bununla ilgili her zaman sorular sormuşumdur. Örneğin daha henüz 20'li yaşlarımın ortasındayken hayatımın bir kaç yılını şu soru yiyip bitirmiştir; Yaşadığımız tüm hayatın, bize dün gece başka eller tarafından yüklenmiş bir anı olup olmadığını ispat etmemiz mümkün müdür?​
-Değildir.
Konumuza dönelim. Hal böyle olunca, mantar ile her deneyimde yaşadığım zaman ve gerçek kırılmasıyla ilgili arka cebimde her zaman bir joker kartım olurdu. İnception filmindeki realiteyi imgeleyen o parça gibi düşünün. Fakat bu kez elimi arka cebime attığımda, cebimden 6 ay isimli bir parça çıktı. Ve gerçek o kadar paramparça olmuştu ki, ben bunu nereye koymam gerektiğini inanın bilemiyordum. Ve bir anda yaşadığım her tribin, 6 ay sabır etmem sonunda mükafatlandırılacağım bir "aldatmaca" olduğunu izlenimine kapıldım. Bu da bana verilen her tribin başka bir form tarafından bana yönlendirildiği, güzelliğine kapılıp kabul edersem 6 ay dayanmam gereken şeye ihanet etmiş olacağımı ve esas yolunda olduğum o muhteşem gerçekliğin yalnızca 6 ile imgeli şeylere dayanmam sonucunda ortaya çıkacağına ikna olmuş ve bana bu tripleri yönlendiren o suni formun, bu aldatmacayı yaratan şeyin peşine düşmüştüm.​
Ve karşıma çıkan sonuç işe müthiş korkunçtu. Ben bir Matrix içerisindeydim...​
Evdeki kablolar, elektronik aletler, ses ve müzik bile bana hükmetmek için vardı. Etrafımda yemem ve içmem için hazır olan tüm o ürünler ve markaları. Aslında benim Tanrım olmaya çalışıyorlardı. Buna "sadece trip yahu olur mu öyle şey?" diyebilir misiniz? :) Bu soruyu soramıyor olmak beni bu saplantıya daha fazla bağladı. Peki öyleyse, gerçek neredeydi? Ne zamandı? ve Nasıldı?​
Belki de o muhteşem gerçeğe, ait olduğum o yere dönebilmem için yapmam gereken tek şey sabretmek değildi.
Peki burada sonsuza kadar kalmam için üretilmiş bu realiteyi bu kadar zorlarsam saldırıya uğramayacak mıydım?
Burnum mu kanıyor?
Ağzımda kablo mu var ya benim?
Sırtımdaki acı suni.
Bu bir matrix ise şuan bir bilgisayar oyunu içinde bile olabilirim. Anonymous?
Çıkmalıyım.
Çıkmam gerek.
Neyse sabredebilirim.
Daha mantıklı düşünmem gerek.
Düşüncelerim bile bana yükleniyorsa, o halde daha üstün bir düşünme haline ihtiyacım var.
Tüm bu düşünceler devam ederken tribim, Matrix'in Cypher'a olan teklifi şeklinde evrilmeye başladı.​
Matrix'de kalman karşılığı sana yaşamayı istediğin hayatı verebiliriz.​
Bu kabul edilebilir miydi?
Buradan sonra gördüğüm ve hayalimde olan her şeyin bana Matrix tarafından sunulan bir teklif olduğu izlenimine kapılmaya başladım.​
Evimdeki tüm kitapları benim yazdığım bir gerçekliğe ışınlanabilirdim, kabul etmedim.​
Çok zengin olabilirdim. Kabul etmedim.​
Gibi gibi bir sürü şey. Tabi elbette kabul etmem halinde ışınlanacağım bir gerçeklik de yok. Sadece konuyu detaylıca açmaya çalışıyorum. Ve şuraya varmak asıl niyetim; Peki ya bu Matrix içinden çıkmak için daha delice şeyler yapsaydım?​
Aklıma gelmedi mi? Pek tabi geldi. Olağan akışın dışında bir şeyler yapmalıydım, çığlık atabilirdim, camdan atlayabilirdim, dışarı çıkıp kavga edebilirdim.​
Peki beni tutan şey neydi? Mantık...​
Her ne olursa olsun, eğer şuan içinde bulunduğum yaşam bir realite değil ise bile, bana bunun öyle olmadığını önce yaşamın kendisi ispat etmeliydi. Ve ben öyle harekete geçerdim. Peki olağan dışı bir şey gelişseydi o anda? :)
------------------------------------------------------------------------------​
Şimdi gelelim sorunların nerede olduğuna. Buradaki tehlikeleri anlatmama gerek yok herhalde. Arkadaşlar bu tribin içinden sağlam psikoloji ile çıkılamayabilirdi. Sağ çıkılamayabilirdi. Önceki hayata devam edileceği şekilde çıkılamayabilirdi...​
Peki bu neden gerçekleşti?​
1-) Arkadaş... Arkadaşım bütün tribimi yönlendiren şey oldu. Ve ağıma sıçtı. Asla bir daha bilinçli olmayan arkadaşla takılmam. ASLA.​
2-) Hikayede anlatmayı unuttum ama zirveye yakın yerde bu arkadaş bana sigara verdi. Arkadaşlar öncesinde ve tribinizde SİGARA İÇMEYİN SAKIN!
3-) Ortam koşulları sağlıklı değildi. Çok fazla eve kitledim kendimi ve son deneyimde yine kendi evimde olmama rağmen, bir süredir evde olmadığım için tekrar geldiğimde enerjisinin değişmiş olduğunu hissettim. Benim artık evden çıkmam gerekiyor. Ben doğaya gitmeliyim.​
4-) Psikolojik olarak gayet sağlıklıyım. Hem de hayatımda hiç olmadığım kadar. (Evet yukarıda yaşadığım şeylere rağmen) Yine de hayatımda şu 6 ay meselesi bu kadar yoğun bir iştirak halindeyken, acaba bana ne gibi bir zararı olur sorusunu sorup kendimi hazırlamam gerekiyordu.​
5-) 4g için bu kadar şeyin yanlış olmasını biliyor olmama rağmen, dozu yüksek tercih ettim. 2.5g tüketmiş olsaydım şahane bir gün geçirmiş olurdum. Gayet farkındayım.​
6-) Beni tüm bunlarla ilgili beni uyaran biri olmasına rağmen ben onu dinlemeyen s*k kafalının tekiyim.​
Peki tüm bunları sizinle neden paylaştım. Arkadaşlar bu senaryoyu ben yaşadım. Ve şu an lo-fi dinliyorum, çalışıyorum, gayet keyifli ve iyiyim. Bu benim ne kadar yüce kişilik, bilinçli bir yaratık olduğumdan kaynaklanmıyor. Cebimde gerçeklik dışındaki diğer kartlar doğru çekildi.​
Bu sizin başınıza da gelebilir. İnanın bana çok kötü sonuçlar yaşanabilir. Umarım anlattıklarım, 6 madde ile sıraladığım yanlışlarım, başkaları için daha konforlu ve doğru bir deneyime ışık tutar. Hayatım boyunca çok kötülük görmüş olmama rağmen ben iyiliğin ve güzelliğin gücüne inanıyorum dostlar. Ve karmaya hizmet ediyorum. Biri çıkıp bana mantarla ilgili her şeyi anlattı, ben de anlatıyorum. Bir gün bana biri iyilik yapsın diye ben de iyilik yapıyorum. Yolunuz güzellik olsun, karanlıklarınızda bile umuda koşabilen insanlar olmanı dileği ile...​
Sevgiler & Saygılar...​

Black mirror - Bandersnatch bölümü LSD sahnesi.
İzlemediysen izlemeni öneririm.
Şizofreni deneyimi yaşamışsın. Hemen hemen aynısını LSD ile yaşamıştım. Önceleri bunu senin gibi bad trip olarak nitelendirmiştim. Aradan geçen yıllarda daha iyi sindirdim ve bad trip dediğimiz şeyin aslında çok daha değerli aynı zamanda tehlikeli bilgiler içerdiğini anladım. Ve bad trip durumunu bir defa değil birçok defa yaşadım. Sıradan insanları rahatsız edecek derecede bir sürü tehlikeli bilgi öğrendim bu bad tripler esnasında. Aynı zamanda çok güzel geçen sayısız tribim de oldu.

Özellikle Matrix fikri ve etrafımızdaki nesnelerin, reklamların, yediğimiz içtiğimiz herşeyin bizi yönetmek için var olduğu hissi...
Aslında bizi kontrol etmek isteyen bir kişi veya bir grup yok. Bunun ilerisini düşünüp o düşünceye saplanmak ileride şizofreniyi getirir ve gerçeklikten kalıcı olarak kopmana neden olur.

Bu düzeni biz inşa ettik. Herhangi bir güç yok, şeytani planlar yok. Bunun mimarı var olduğundan beri yaşamış tüm insanlar yani biziz. İnsanların nesilden nesile aktardığı tüm bilgiler yani yazılı olmayan ahlak ve yaşam kanunları. Bizi bunlar yönetiyor. Dünyadaki tanrımız kendi oluşturduğumuz kurallardır. Psychedelic etkisinde iken bu kurallara sığmıyor insan. Çocukluktan beri aşılanan bu kurallar trip esnasında bilinç altından tamamen fışkırıp seni rahatsız ediyor. O an etrafında olan bir su şişesi bile rahatsız ediyor.

Diğer bir konu matrixten çıkma isteği. Ben tam bu istek anında kendi fotoğrafımı çekmiştim, arada açıp bakarım. Vücudum benim değildi sadece beni kaplayan bir ambalajdan ibaretti. O fotoğrata ambalajı yırtmak istediğim çok açıkça belli oluyordu, ağzım sonuna kadar açık ve göz kapaklarım acilebilecek son seviyede kendi sınırlarını zorluyordu. Kurtulmak istiyordum beni boğan ve sıkan bu ambalajdan. Sığmıyordum çünkü.


Bunun bir ilerisi yemeden içmeden kesilmektir. Çünkü insana gereksiz gelir. Oturup saatlerce kozmosu düşünmek ve hayatın sırrına daha derin vakıf olmak varken yeme-icme eylemi insana gereksiz gelir.

Bunun ilerisinde ise matrixte olduğumuz fikrine saplanıp kalmak vardır. En tehlikelisi budur. Bu fikir bir-iki defa düşünülebilir. Ama birçok defa dönüp dolaşıp aynı fikre kapılıyorsan psychedeliclere uzun(belki de sonsuz) bir ara vermenin zamanı gelmiş demektir.
Daha önceki bir konuda yazmıştım. Yine söylüyorum, Pink Floyd solisti Syd Barrettin hayatını okuyun. Kısa bir Google araştırması ile gerekli bilgilere erişebilirsiniz kitabını alıp okuyun demiyorum.

Matrixten çıkmanın yolu belli arkadaşlar. Bunun en iyi yolu sürekli bahsettiğiniz gibi "DOĞAL" yollarla olmalı. Güzel bir şekilde yaşayıp yaşlanınca çıkmak.
Eğer tripleriniz sürekli Matrix paradoksuna çıkıyorsa bu öğretmeni hayatınızdan çıkarmanın zamanı gelmiş demektir. Ben LSD yi nasıl bırakırım daha öğrenecek bir sürü şeyim var diyordum ama bıraktım. Çünkü öğretmen artık haddini aşmaya başlamıştı.

Anlatmak istediğim şeyleri en azından psychedelic konusunda bir yerlere gelmiş arkadaşlar anlayacaktır.
Herşey zamanında ve dozunda güzel. Ve herşeyin bir sonu var. Ama öğrenilecek şeylerin sonu yok. Bana sorarsanız mental sağlık öğreneceğim o şeylerden daha değerli.
 
Ü

Üye silindi 30498

Guest
Ben hayat yolculuğumda mental sağlığımı ve motivasyonumu öğrendiğim şeylerle elde edebiliyorum. Hiçbir şey öğrenmeden geçirdiğim vakit bana kendimi sorumsuz bir birey gibi hissettiriyor ve rahatsız olmama sebep oluyor.

Matrix meselesi aslında benim günlük yaşantımda kafamı kurcalayan bir soru değil. Bundan 6-7 yıl önce ortaya çıkmış, 2 yıl şehir şehir gezmeme sebep olacak kadar kafamı kurcalamış, sonuç itibari ile önce Boudrillard (ki Boudrillard bu serüvenden çıkmama değil, önce daha da saplanmama sebep olmuştur, okumak için mental açıdan iyi bir yerde olduğunuza emin olmalısınız) sonrasında Jorge Luis Borges ve son olarak da konuyu
René Descartes bakış açısı olan "Cogito, ergo sum" Düşünüyorum öyle ise varım sözleriyle ancak kapatabildim. Hala oturup gerçekliğin kendisine baktığım zaman sorulabilir sorular keşfedebiliyor olmak çok olağan geliyor. Çünkü hayat, gerçeğin kendisi ile bir bütünlük içerisinde ortaya koyabileceğiniz donelerle yaşamanıza olanak vermiyor. Kişi, gerçekliğini kendi dünyasında yaratıyor ve bütün hayatını, bir takım şeyler değişebilse de genel hatlarıyla bu doğrulara göre yaşıyor. Uzun yıllar kimyasal maddelerle geçen hayat serüvenim beni bu soruyla baş başa bırakana kadar, kendimi şuan olduğum konum, karakter ve kişilikte bulmayı hayal dahi edemezdim. Bana bu fırsatı veren aslında küçücük bir bad tripti. Fakat ne mutlu ki kendisini her zaman bir adım ötede geliştirmeyi hayal edebilenlere...

Bir süredir yalnızca doğal ürünlerle besleniyorum ve bir daha asla kimyasal herhangi bir madde tüketeceğimi zannetmiyorum. Bu bağlamda, Matrix evreni olsun ya da ileride başka bir bad trip olsun, ben o bad triplerin bana neler katıyor olduğunun ve neler katmak için orada olduğunun bilincindeyim. Kollarımı açacak, bad tiribimin elinde tuttuğu o dikenli sopaya boyun eğecek ve dersime çalışmaya devam edeceğim.

Şu ana kadar bahsettiğim şeyler tamamen benim kendi kişisel bakış açım ve hayat yolculuğum ile alakalıdır. Olayı daha geniş bir yüzeyde ele aldığımız zaman kesinlikle @asperger25 dosta katılıyorum. Ve burada geriye sadece tek bir gerçek kalıyor dostlar. O da psyhcedelic maddelere nasıl yaklaşmamız gerektiğini çok iyi tartıp biçmektir.

Deli olmayı arzulamak ile delirmek arasında ince bir çizgi var.
Bizler henüz delirmeden toplum tarafından deli addedilenleriz.
Ne mutlu gömleğini sevenlere.


Sevgiler & Saygılar!
 
Ben hayat yolculuğumda mental sağlığımı ve motivasyonumu öğrendiğim şeylerle elde edebiliyorum. Hiçbir şey öğrenmeden geçirdiğim vakit bana kendimi sorumsuz bir birey gibi hissettiriyor ve rahatsız olmama sebep oluyor.

Matrix meselesi aslında benim günlük yaşantımda kafamı kurcalayan bir soru değil. Bundan 6-7 yıl önce ortaya çıkmış, 2 yıl şehir şehir gezmeme sebep olacak kadar kafamı kurcalamış, sonuç itibari ile önce Boudrillard (ki Boudrillard bu serüvenden çıkmama değil, önce daha da saplanmama sebep olmuştur, okumak için mental açıdan iyi bir yerde olduğunuza emin olmalısınız) sonrasında Jorge Luis Borges ve son olarak da konuyu
René Descartes bakış açısı olan "Cogito, ergo sum" Düşünüyorum öyle ise varım sözleriyle ancak kapatabildim. Hala oturup gerçekliğin kendisine baktığım zaman sorulabilir sorular keşfedebiliyor olmak çok olağan geliyor. Çünkü hayat, gerçeğin kendisi ile bir bütünlük içerisinde ortaya koyabileceğiniz donelerle yaşamanıza olanak vermiyor. Kişi, gerçekliğini kendi dünyasında yaratıyor ve bütün hayatını, bir takım şeyler değişebilse de genel hatlarıyla bu doğrulara göre yaşıyor. Uzun yıllar kimyasal maddelerle geçen hayat serüvenim beni bu soruyla baş başa bırakana kadar, kendimi şuan olduğum konum, karakter ve kişilikte bulmayı hayal dahi edemezdim. Bana bu fırsatı veren aslında küçücük bir bad tripti. Fakat ne mutlu ki kendisini her zaman bir adım ötede geliştirmeyi hayal edebilenlere...

Bir süredir yalnızca doğal ürünlerle besleniyorum ve bir daha asla kimyasal herhangi bir madde tüketeceğimi zannetmiyorum. Bu bağlamda, Matrix evreni olsun ya da ileride başka bir bad trip olsun, ben o bad triplerin bana neler katıyor olduğunun ve neler katmak için orada olduğunun bilincindeyim. Kollarımı açacak, bad tiribimin elinde tuttuğu o dikenli sopaya boyun eğecek ve dersime çalışmaya devam edeceğim.

Şu ana kadar bahsettiğim şeyler tamamen benim kendi kişisel bakış açım ve hayat yolculuğum ile alakalıdır. Olayı daha geniş bir yüzeyde ele aldığımız zaman kesinlikle @asperger25 dosta katılıyorum. Ve burada geriye sadece tek bir gerçek kalıyor dostlar. O da psyhcedelic maddelere nasıl yaklaşmamız gerektiğini çok iyi tartıp biçmektir.

Deli olmayı arzulamak ile delirmek arasında ince bir çizgi var.
Bizler henüz delirmeden toplum tarafından deli addedilenleriz.
Ne mutlu gömleğini sevenlere.


Sevgiler & Saygılar!

Profesyonel yaklaşımını tebrik ederim.
Çok iyi bir yakınımın hayatı, yaptığı ilk ve tek mushroom tribi sonrasında çok değişti. Ama olumlu anlamda değil...
Çünkü olaya senin gibi veya bizim gibi yaklaşmadı. Daha önce yüzlerce defa kullandığı keyif verici maddeler gibi sanıyordu.
Hangi mushroom cinsini hangi ruh halinde ve hangi dozajda kullandı bilmiyorum. Elbette kullandığı ortamın güvenli bir yer olmadığından eminim.
Kendisini artık tanıyamıyorum. İletişim kurmakta zorlanıyorum.
Bunu örneği vermemin sebebi senin de bahsettiğin gibi: Psychedeliclere nasıl yaklaşmamız gerektiğini ölçüp biçmeliyiz.

Bizler bu gömleği sevdik ve giydik. O ince çizgide "bilinçli bir şekilde" dolaşmayı seviyoruz.
Sevgiler saygılar...
 

Grow Muhabbetleri
Help Users
  • No one is chatting at the moment.
  • B Bomberx:
    ***** ***** ****
  • M Merciless:
    ***** *** *** ***
  • B Bomberx:
    ***** ******** *** ***
  • M Merciless:
    ****** ***** *** ***** ******** *** *** ********* ******
  • M Merciless:
    ***** ** ********* **********
  • B Bomberx:
    **** ******* ***** ** ******* ****** ******* ***** *****
  • B Bomberx:
    **** ****** **** ** ********
  • M Merciless:
    ******* ******* ****** ****** ****** **********
  • M Merciless:
    **** *****
  • M Merciless:
    ** ****** ********* *******
  • B Bomberx:
    ********** **** *** *****
  • M Merciless:
    ******** dready ********* ********* ******** ****** *** ****
  • B Bomberx:
    ******* ******* ******
  • B Bomberx:
    **** ***** ******** ******** * **** ******** ********** ****
  • M Mûrâyî:
    *********** ********** ******* ****** ** ***** ***** ******** **********
  • M Merciless:
    *** ***** ********* ***** *** ***** ******* *********** ***** ***** ********* **** ****** ****** ** ***** ******* ****** ***
  • M Merciless:
    ***** ****** ***** ****** *** ***** *********** ***** ******* ****** ******* ***** * *** **
  • B Bomberx:
    **** **** *** ***
  • M Merciless:
    * **** *** ***
  • B Bomberx:
    ********** *** ***** *** ***** *********** ********** ******* ****** ** ***** ***** ******** **********
  • G GaribanMüptezel:
    * **** **********
  • B Bomberx:
    ***** * **** *********** ******* ******* ********
  • M Merciless:
    ****** **** ******** *********** ******** * *****
  • M Merciless:
    dready* *******
  • B Bomberx:
    ******** *** *** ********
    B Bomberx: ******** *** *** ********
    Üst