Yeni growerlar için A dan Z ye FULL REHBER (Kendi anlatımım ile baştan sonra bütün ayrıntılarıyla)

mandarine

Ordinaryüs
cnna.png
Selamlar. Forum içerisinde bir sürü benzer probleme sık sık uzun açıklamalar yazmanın yoruculuğundan dolayı buraya bir ultimate guide bırakayım dedim.


Sistem toplamadan ilk fırtınıza kadar A'dan Z'ye bütün ayrıntıları ile GROW rehberi


Bu foruma gelmeden önce birkaç arkadaşımın ortaklığıyla değişik growlar yaptık ve kendi growlarım da hiçbir zaman öyle isviçre saati setuplarla olmadı. Sürekli bir deneysellik ve doğaçlama söz konusu oldu. Nem makinesi yaptım, dimmer devre yaptım , timer devre yaptım(her 15 dkda 1 dk açık olabilen devre gibi. Nem makinesi için.) ve hayatımda ilk defa elektronik ile ilgili birşeyler yaptım. Yoksa hiç bilgim yoktu. Bu yüzden öyle full setup tentler, ışıklar veya markalar gibi konularda fazla bilgim bulunmamakta. Anlatacaklarımın bir yerden doğrudan okunmuş veya sora sora öğrenilmiş fazla güvenilemeyecek bilgiler olmadığını temin ederim. Emin olmadığım kısımları da özellikle cümle içerisinde belirtiyor olacağım.

Başlangıç olarak söylemeliyim ki grow yapmak demek bitki yetiştirmek ile ilgili temelleri öğrenmek demektir. Öğrendiğiniz şeyi her zaman kendi mantık çerçevenize oturtmaya çalışın ve arkasındaki mantığı öğrenin. Başka kaynaklara bağlı olmak bitkiniz için herşeyden daha büyük bir tehlike arz eder. Büyük ve dengesiz bir bilgi kaynağının doğrudan bitkileriniz üzerinde etkiye sahip olmasını istemezsiniz. Yanlış gidebilecek çok olasılık var. Sorduğunuz kişi bilmiyor olabilir, dikkatsiz davranmış olabilir, belirtmediğinizden dolayı setupınıza uygun olmayan bir öneride bulunmuş olabilir... Onlarca olasılıktan bahsedebiliriz ama sonuç olarak demek istediğim şey bir bitki bakacaksanız onu öğrenmeniz ve tanımanız en önemlisidir. Bu yüzden dediğim gibi her zaman analitik analizlerle işleyin öğrendiklerinizi.
Problemin çözümünü bilene sormak yerine olayın temelini araştırıp öğrenip kendiniz birşeyler düşünseniz veya çözümü öğrenip anlamaya çalışırsanız inanın bana daha çiçeklenme başlamadan işi kavrar bitkilerle bir iletişim geliştirirsiniz.

*Anlatımı spoiler butonları ile bölümlere ayıracağım. Bu şekilde ihtiyacınız olmayan kısımları okumanıza gerek kalmayacak. Bu arada kankalar 'çarşı' dediğim şey nalbur da olabilir hırdavatçı da olabilir bir milyoncu da olabilir. Çarşı dediğimde siz bu şekilde anlayın.





Açıklamaları okumak için spoiler düğmelerini kullanarak başlık seçmeyi unutmayın.



Konuyu sürekli eksiklerini buldukça veya yeni fikirler edindikçe güncellemeye devam edeceğim.




 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs

SİSTEM TOPLAMA ve YERLEŞTİRME AŞAMASI



Kanka hoşgeldin. Şuanda tam olarak bir sistemin yok ve daha yolun çok başındasın. Çok iyi çok güzel çünkü deneyimleyeceğin şey büyük ve keyifli bir hobi olacak. Tam bir serüven.



Sistem toplama olayını üçe bölmek istiyorum. Minimum, ortalama ve yüksek maliyet ile setuplar toplayabilirsin. Sigara ihtiyacın sıkıntı olmaya başladığı için elindeki imkanlarla kendi içimini çıkarmayı istemen kadar normal birşey yok kanka. Millet dışarıdan infused pizza söylerken, yemeğine ketçap gibi thc sıkabiliyorken ve en güzeli de kafelerde oturup jointinin keyfini çıkarabiliyorken biz 200 liraya bir gram sigara alabilmek için üç-beş yılımızı hapiste geçirme tehlikesini göze alıyoruz :D
 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
MİNİMUM MALİYET İLE FAKİR SETUP
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Minimum maliyet ile fakir setup


Kanka burada hepimiz fakiriz o yüzden rahat olalım. Madem öyle pahalı setuplar almayacağız o zaman bu setupları kendimiz yapmalıyız. Bu yüzden biraz elin yatkın olmalı veya hep dikkatli davranmalısın. Kötü sonuçlar doğurabilecek bir hareket yaparken emin olsan bile durup daha iyisini yapıp yapamayacağını düşünmen çok önemli. Bu şekilde hata payını sıfıra düşürebilirsin.

İlk düşünmen gereken şey ne kadar hasat istediğin. Bitki başı ortalama 100W birşey lazım diyelim çünkü tasarruftayız madem ortalamada tutalım bunu.


  • Işık
Az hasat yeter diyorsan CFL ampüller senin için iyi bir tercih olacaktır çünkü diğerlerine göre çok daha ucuzlar. 100W CFL ampul sanırım max 50tl ye bulunabiliyor.
O kadar da az olmasın diyorsan 50W COB LED bulacaksın sahibinden veya letgodan. Yine aynı yerden cpu soğutucu alıp evde kendin birleştireceksin. Kaç tane almak istediğin sana bağlı. Bitki başı ortalama 100W gücü ve cebindeki parayı hesaba kat.

COB LED bağlantısı nasıl yapılır?


Kanka hiç kompleks birşey yok. Alüminyum tabaka bulursan iyi olur bulmazsan da sistemi bütün tutmak için tahta veya demir profil gibi birşeyleri birbirine çakman gerekecek.
Tabaka bulursan LED'i arka tarafına termal macun sıkarak tabakaya vidalayacaksın ve tabakanın diğer yüzüne hemen led in yakınına veya üstüne fana da macun sıkıp sabitleyeceksin. Kaç tane LED'in ve saksın varsa ona göre yerleştir LED'leri. Uzak veya yakın olmasınlar. COB'lar zaten ışık yayılımı konusunda pek verimli değiller. Bu yüzden biraz uzak yerleştirmeyi veya mercek takmayı düşünebilirsin.
LED'leri paralel bağlayacaksın, yani + ve - uçlar komple birbirine bağlanacak. Artı artıya, eksi eksiye. LED'ler arasındaki bağlantıyı hallettiğinde son olarak prize girecek bir fiş yapıp onu da LED'e lehimliyorsun. Uçlar fark etmez. Aynı yere takmadığın sürece :D Fanları çalıştırabilmek için de fanlara uygun girişli birşey bulmalı veya yapmalısın. USB kablonun artı ve eksisini öğrenip fanlarına ona göre bir bağlantı yapıp USB telefon şarjına sokabilirsin ucunu. Veya fanların üzerindeki değerlere uygun volt ve amperde bir adaptör bulman gerekecek.
---------------------------------------------------

Bir tık daha fazla para ayırabilirim ışığa diyorsan o zaman benim favori ışık kaynağımı önereceğim. Çift spektrum HPS. Bunlara SHP'de diyorlar ama çok saçma ve tamamen uydurulmuş ticari bir isim. HPS (High Pressure Sodium) ve SHP (Sodium High Pressure) demek. Tamamen aynı şey.
HPS'ler çoook sıcaklık yayarlar bu yüzden sıcak bir yerde yaşamıyor olman gerekebilir. Benim gibi soğuk yerde yaşayanlar için HPS müthiş bir çözüm olabiliyor. CoolTube'ler var HPS'nin sıcaklığını dışarı atan ama biz para harcamamaya çalışıyoruz.
Bu ampulü önerebilirim. Ben yüksek wattlısını kullandım ve performansı çok iyi. HPS'nin bir de reflektör ve balasta kesinlikle ihtiyacı var. Deminki ampule şu balastı alabilirsin. İnsanlar foton balast tehlikeli yangın mangın çıkartır diyor da gerekli önlemler alınmamış çoğu şey büyük riskler taşır. Hiçbir balastım bozulmadı benim. Reflektör olarak da şöyle birşey yeterli. Balastının altına mermer koymayı unutma. Veya eski bir ocağın koruma demirlerinin üstüne koy. Toparlayalım 130 lira ampul + 210 lira balast + 70 lira reflektör ile 410 lira yapıyor. Güzel fiyat.
Şimdi HPS ile ilgili en iyi şeye geldik. HPS'ler sömekleri deliler gibi şişirir ve bitkini tıka basa doyurur. Ayrıca ışık dağılımı çok iyidir, bitkinin her yerine ulaşır. Gelişim dönemi için MH tercih edilir genelde ama bu zaten çift dönem için ve biz tasarruf modundayız. 250W HPS'nin altına bir bitki koyarsan mükemmel miktarda hasat alırsın. Çünkü fazla bir bitki için. Bu yüzden iki tane koy altına kesinlikle. HPS aynı zamanda THC ve resin miktarını kızılötesi ışınlardan dolayı çok arttırıyor. Kızılötesi ışınlar aynı zamanda moleküler seviyede genleşmeye sebep olduğundan sömekleri şişiriyor.


  • Çadır
En büyük derdimiz olan ışığı hallettiğimize göre artık devam edelim. Çadırsız yetiştirebiliyorsan çok kıyak olur hiç ekstra masraf gerekmez. Ama çadır yoksa ya bez çadır alacaksın ya da giyinme dolabı veya o boyda bir çalışma masasıyla anlatacağım şeyi yapacaksın:

Kanka dolabı arkasında bir mt veya istediğin kadar boşluk kalacak şekilde odanın ortasına doğru çekiyorsun. Dolabın yan tarafı duvarda olsun ve arkasında boşluk olsun. Üç taraf kapalı bir taraf açık. Eline metreyi alıp dolabın yüksekliğini ve çadırın kısa kenarından açık yönüne doğru olan genişliği kaç cm olsun istiyorsan ölçüyorsun. Bu ölçüyü naylon alırken kullanacaksın. Çarşıya çıkıyorsun metrelik naylon bulacaksın önce. Mesela yükseklik 150, genişlik 100 ve derinlik 100 (dolabı duvardan ne kadar uzağa çektiysen o) diyelim. Derinlik zaten alacağın naylonun sabit olan genişlik boyuyla ilgili o yüzden bir metreden daha geniş birşeyler al. Naylonlar genelde çift katlı oluyor ve 4 metreye kadar açılıyor. Bol bol kalsın. Naylonun sabit ucu derinlik olacak. 2 x yükseklik ve 2 x genişlikten ortalama beş metre naylon lazım. Çok dersen kafana göre ayarla sen. Sonra en az bir metre uzunlukta iki ahşap vileda sapı lazım :D L şeklinde metal bağlantılar var ya onlardan dört tane, 4 düvel ve 8 vida gerekecek. Şu 3d çizime bak ve onun gibi tak malzemeleri. Duvara delik açıp düveli sokup vidalaman lazım. Dolaba da vida çakmanın mantığı sapların hareketine engel olmak.

Screen-Shot-20210127053834.png

Screen-Shot-20210127053806.png

Daha sonra naylonu tavan yani üst taraf boş kalacak şekilde kaplıyorsun. Benim önerim naylonun sabit uçlarından birini dolabın bize-dışa doğru olan yüksek kenarına bantlayıp naylonu dolabın arkasını kısa ve uzun duvarı kaplayacak şekilde çevrelemek. Duvara çift taraflı bant ile naylonu tutturabilirsin veya hiç tutturmayabilirsin. Zemini de naylonun aşağıda artan kısmını güzelce katlayarak yaparsın. Diğer taraftan artan kısmı da açıp kapatabileceğin kapı olacak. Terziden ucuz cırtcırt alıp onu yapıştırırsan naylon ve dolabın arkasına öyle kapatabilirsin kapıyı. Tavan için de ayrı bir naylon parçası alıp hava geçirmeyecek şekilde oraya bantlıyorsun. Aşağı yukarı böyle birşey. Naylonu vileda uçlarına ve duvara bantlaman lazım. Siyah elektrik bantları iyi tutuyor. Vileda saplarının asıl amacı ışığı asabilmen. Bu yüzden ikisinin arasına sağlam bir halat/ip çek yeteri kadar. Oraya ışığını ve diğer gerekli şeyleri asacaksın.

Durumun varsa mylar film almanı öneririm. Grow yerleri çok pahalıya satıyor bu yüzden iyi ara internette ve çarşıda. İnternette 'Acil durum battaniyesi' diye aratınca da çıkıyor. Alüminyum folyo kesinlikle olmaz çünkü ışığın enerjisini herşeyini soğuruyor kanka. Bize yansıtıcı gelebilir ama mesela folyoyu fotokopi çektiğinde simsiyah çıkar soğurduğu için. Mylar filmi veya bahsettiğim battaniyeyi çektim bembeyaz çıktı. 2 battaniye yeterli bu 3d çizimdeki alan için. O kadar da idare etmeyelim dersen 3 tane al kanka.

Çadırın ağzını hiç tamamen kapatma çünkü havalandırma giriş-çıkış sistemimiz yok. Çiçekleri boğmayalım.


  • Saksı
Işığı ayarladık ve çadırı da hallettik. Sırada saksılarımız var.

En az 10-15 litre civarında bir saksıya ihtiyacımız var. Bunun için şeffaf olmayan herşeyi kullanabiliriz. Bez saksı alabilirsen al ama alamıyorsan dediğim gibi ışık geçirmeyecek ve bahsettiğim boyutlarda birşeyler bul. Üst tarafını kes yani saksı olsun ve yarıdan sonra alt tarafına bolca ufak delikler aç. Özellikle dibinde daha büyük delikler oluştur. Toprağın güzelce hava alması ve suyun drenaj olması akıp gidebilmesi lazım. Bir de tabağımsı, leğenimsi birşeyler bulursan altı için efsane olur. Sulamalarda baya bir su taşacak çünkü. Saksı bu kadardı!


  • Toprak
Herkes all-mix hazır grow toprağı alıyor. Ama kanka ben hiç almadım ya kendim yaptım karışımı ya da internette bulunan üçü bir arada, beşi bir arada torflardan aldım. Aşağıdaki gibi birşey bulabilirsin.

Screen-Shot-20210127062142.png

Screen-Shot-20210127062153.png

Bir de toprağın hava alımını arttırmak için ekstradan 5-10 litre perlit almanı öneririm. Hatta perlit yerine vermikülit önereceğim. Magnezyum, demir, bakır ve başka bir sürü elementleri barındıran, perlitten daha iyi su sutan ve daha hafif olan bir dolgu malzemesi. İkisi de ucuz. Ben ikisini de karıştırıyorum.

Başka bir seçenek bahçe torfu ve vermikülit (veya perlit veya ikisi) alıp kendin karıştırman. Ekstra humus ve leonardit de eklemeni öneririm. Ama bu topraklar zaten ucuz sayılır. Önce bir onlara bak. Ben içeriğine güvenmediğim için kendim karıştırıyorum ayrı ayrı alıp. Normal grow topraklarından ucuzlar diye kötüymüş gibi gelebilir ama bitkiler baya seviyor zengin bir toprak olduğu için.


  • Ph ölçüm
Bu işte en önemli şeylerden biri PH olayı. En ideali 5.5 ve 6.5 arasıdır ve fazlası ile azı çok büyük sıkıntılara sebep olur. Bu yüzden suyun PH’ına hep bakmamız ve ayarlamamız lazım. İnternetten veya çarşı/kırtasiyeden ph ölçüm kağıdı bul. Ucuz birşey. Sarı PH metreleri ucuz görüp alma onlar çok çabuk bozuluyor. PH metreye gerek yok bu kağıtlar yeterince güvenilir. Ben kullanırken hiç sorun yaşamadım.


Saksın bez ise direk doldur toprağı. Öyle değil ise dibine çakıl veya kırık kiremit gibi birşeyler dökmen lazım drenaj için. Tabi önce bunları güzelce yıka. Dibinde üç-beş cm taş olursa tuzlanma veya küflenme tehlikesi olmaz ve su daha rahat akar.
Saksı altlıklarını ve saksıları çadırın veya alanının içine düzgünce yerleştir. Dip dibe olsunlar şimdi daha sonra büyüyünce uzaklaştırırsın azıcık. HPS kullanıyorsan saksıdan 80cm, CFL kullanıyorsan 30-40 cm, LED yaptıysan da 50-55 cm civarlarında yüksekliğe as. HPS çiçeklenmeye kadar uzak kalmalı yoksa ışık şiddetiyle bitkini boğup yapraklardaki nemi kurur.

Termometre bulursan kıyak olur. Nem ölçer bulursan biraz daha kıyak olur ama analoglardan alma kanka güvenemiyorsun :D Nem ölçer şart değil çünkü ortamın neminin ne kadar olduğunu az çok bilirsin veya biz fakir grow yaptığımız için bileceğiz :D Termometre klasik ucuz civa termometresi de olur. Bitkilerin yakınına bir yere yerleştir. Geriye nem sorunu kaldı onun için de bence BİM'deki 33lük su kolilerinden al. 12 şişe oluyor onlarda. Hepsini yarıdan bir yerden kes ve su doldur. Sonra kafayı yemiş gibi onları bitkiyi ekeceğin yerin yakını hariç toprağın üstüne ve çadırın orasına burasına yerleştir :D Saçma sapan bir görüntü olabilir ama neme ihtiyacımız var ve bu da baya mobil bir çözüm. İki koli alman gerekebilir :D

Bir de bir ev vantilatörü lazım kanka. Letgo'dan 50 liraya pazarlıkla bir tane bulur çadırın bir yerine veya açık bırakacaksan ağzına koyarsın. Hareketli vantilatörlerden alırsın sürekli aynı yere üflemesin diye.

Elektrikçilerden mekanik zaman ayarlı priz gerekecek. Soğuk yerde yaşayanlar genelde karanlık saatleri 11-17 arası gibi normalde daha sıcak olunan saatlerde yapar. Öyle yapmanı öneririm çünkü akıllıca :D Prizi benim düşüncem 18 saat aydınlık ve 6 saat karanlık olacak şekilde ayarla çünkü bitkilerin karanlığa da ihtiyacı var.


Şuanda ışık, çadır, yansıtı, saksılar, timer priz, termometre ve nem için her yere bıraktığın sular tamam. Full kurulu sistemin hazır bitkileri bekliyor. Daha ucuza kapatamazdık kanka.

---------------------------------------------------

 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
ORTALAMA MALİYETLİ SETUP
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Ortalama maliyetli setup


Bu setupta ne çok el yakan ödemeler yapacağız ne de ölücü gibi davranacağız. Öyle fazla fazla para dökmeye hiç gerek yok. Özellikle ilk growundaysan bana sorarsan en doğru tercihi yaptın. Öğrendikten sonra kendin düşünüp geliştirmek istediğini geliştirir almak istediğini alırsın.

Herşeyden önce auto mu photo mu yetiştirmek istediğine karar vermelisin.


  • Auto mu Photo mu?
Kanka photo tohum alırsan 18/6(18 aydınlık ve 6 karanlık) düzende gidip, çiçeğin yeterince büyüdüğünü düşündüğünde ışığı 12/12 yapacaksın ve bitki kış aylarına girdiğimizi düşünüp çiçeklenmeye başlayacak. 10 sene 18/6 yapsan 10 sene büyür hiç çiçeklenmez. Autoya göre avantajları daha yüksek hasat alman ve daha güçlü olmaları. Aynı zamanda diyelim ki gelişim döneminde bir hastalık veya ciddi bir sorun yaşadın. Problem geçip bitki toparlayana kadar beklersin çiçeğe geçmezsin. Ama autolar öyle değil.

Auto alırsan ister 24 saat ışık ver (Hiç önermem) ister 20/4, 18/6, 16/8 fark etmez. Zamanı gelince bitki kendiliğinden çiçek açıp sömek yapmaya başlar. 18/6 yapmanı öneririm yine de çünkü karanlık da çok önemli birşey. Özellikle çiçek dönemlerinde. Çünkü ışıkta THC'ler karanlıkta olduğundan katlarca daha fazla bozuluyorlar. Autonun mevzusu hızlı hasat vermesi. Tabii ki de 6-8 aylık photo bitkiden daha az hasat verir çünkü bunun ömrü 3 ay. Bir buçuk ay sonra çiçeklenmiş olur ve ortalama toplam üç ayda hasadını alırsın. Güzel bakılmış efsane genetik autolarla 400gr hasat alan çoook insan var. Dezavantajı çok nazlı olması. Bir hastalık geçirirse ve hemen çözmezsen hasadından kaybedersin. Çünkü bitkinin zamanı sınırlı ve büyümesi gelişmesi gereken dönemde sıkıntı çekmiş olacak. Autolara çok büyük stres yaşatırsan gider çiçek açmaya başlar. Yine de başlangıç için auto öneririm. İlk growunun uzun sürmesini istemezsin.


  • Işık
Kanka önce LED ışıklardan bahsedeyim ama ben hiç o piyasada değilim. LED'lerin artısı enerji verimliliği ve sıcaklık sorunu olmamaları. İstediğinde grow istediğinde bloom yapabileceğin LED'ler var veya dümdüz olanları olsa bile watt olarak HID (HPS ve MH) ışıklardan çok daha az yakıyorlar. Bu yüzden git araştır LED ışıkların COB olmayanlarını. QB'leri araştır. COB neden bakma çünkü satın almak çok anlamsız ****. Yok ben takamıyorum dersen alır elektrikçiye taktırırsın. Hazır COB'larda 600-700 lira fazladan alıyorlar. Sıcak yerde yaşıyorsan LED dışında fazla bir seçeneğin yok gibi. Veya kendi kendine COB LED yaparsın. Bitki başı 100-150W gerekiyor. Kendin yapacaksan ışığın sıcaklık değerlerini de kontrol etmeni öneririm. Satın alacağın LED'in açıklamasında yazmalı.

COB LED bağlantısı nasıl yapılır?


Kanka hiç kompleks birşey yok. Alüminyum tabaka bulursan iyi olur bulmazsan da sistemi bütün tutmak için tahta veya demir profil gibi birşeyleri birbirine çakman gerekecek.
Tabaka bulursan LED'i arka tarafına termal macun sıkarak tabakaya vidalayacaksın ve tabakanın diğer yüzüne hemen led in yakınına veya üstüne fana da macun sıkıp sabitleyeceksin. Kaç tane LED'in ve saksın varsa ona göre yerleştir LED'leri. Uzak veya yakın olmasınlar. COB'lar zaten ışık yayılımı konusunda pek verimli değiller. Bu yüzden biraz uzak yerleştirmeyi veya mercek takmayı düşünebilirsin.
LED'leri paralel bağlayacaksın, yani + ve - uçlar komple birbirine bağlanacak. Artı artıya, eksi eksiye. LED'ler arasındaki bağlantıyı hallettiğinde son olarak prize girecek bir fiş yapıp onu da LED'e lehimliyorsun. Uçlar fark etmez. Aynı yere takmadığın sürece :D Fanları çalıştırabilmek için de fanlara uygun girişli birşey bulmalı veya yapmalısın. USB kablonun artı ve eksisini öğrenip fanlarına ona göre bir bağlantı yapıp USB telefon şarjına sokabilirsin ucunu. Veya fanların üzerindeki değerlere uygun volt ve amperde bir adaptör bulman gerekecek.
---------------------------------------------------
LED'in öyle çok iyisinden almayacaksan da alabileceğin en iyi ışık o olmaz. Çünkü diğer seçeneğimiz MH ve HPS ışıklar. Ben şahsen bu ışıkların büyük bir fanıyım ve uzun süre kullanmaya devam ederim gibi. Ta ki ne zaman en baştan kendi QB ışığımı yaparım o zaman bırakabilirim HID ışıkları. Bu ışıkların eksisi çook sıcaklık yaymaları ve enerji verimliliği diye birşey bilmiyor olmaları. 400W HPS 460-480W civarlarında elektrik çeker. Bir de ortalama her üç growda bir lambaları değiştirmen gerekir. Ayrıca reflektörü de çok kullandıktan sonra kararmaya başlar. Seneler sonra tabi. En büyük artısı çok şiddetli bir ışık ve sömek şişirme konusunda çok başarılı olması. Şiddetli olduğundan yayılımı çok iyi. LED ışıklar dümdüz aşağı vurur ve tam altında olmayan noktalar daha az ışık alır. Bitkilerin en dış yerleri çok az gelişir. Ama HID ışıklar her yere çok güzel yayılır. Güçlü bitki, sağlam sigara ve yüksek hasatlar için ideal. Gidip binlerce liralık UV ışıklı LED'lerden alırsan bununla yarışır ama öbür türlü bence yarışamaz.

HID ışık tercih edeceksen bir de balast ve reflektör lazım. Ben foton balast kullanıyorum. 600W'tan daha yüksek olacaksa ışığın, elektronik balast daha güvenli olabilir çok ısınmadan dolayı ama yine de foton balast kullanan çoook insan var. Bu ışıklar senin dikkatini çektiyse ama sıcak yerde yaşıyorsan ve cebinde harcayabilecek ekstra 600 liran varsa bir de CoolTube almanı öneririm. Işığın sıcaklık yaymasını engelliyor. 400W için 3 bitki, 600W için 4, 1000W için 6-7 bitki ideal. Yazılandan yüzde yirmi daha çok watt yaktıklarını unutma. Altına bir saksı daha az koyarsan zaten o bir ekstra bitkiden alacağın hasadı diğer bitkilerden çıkarırsın. Ama bence gerek yok.


  • Çadır
Çadır konusunda marka model öneremeyeceğim ama şöyle bir formül düşünebilirsin: Her bitkiye 50x50 - 70x70 aralığında bir alan bırak. Photo yapıp büyüteceksen ona göre düşünmelisin. Kaç bitki istediğine göre de çadır boyutunu ayarla. İnternetten hazır grow tent alabilirsin. Veya bez dolap/tahta dolap gibi birşeyin içini mylar film ile kaplayıp onu kullanabilirsin. Mylar film yerine 'Acil durum battaniyesi' diye arat. Daha ucuza satılıyor olabilirler. Onlar da mylar film zaten. Tahta dolap kullanacaksan ve kapalı tutacaksan havalandırma sistemi için yuvarlak delikler açman lazım onu hesaba kat. Bu yüzden grow tentler daha mantıklı olabilir havalandırma sistemi kuracaksan.


  • Saksı

Saksı olarak air veya kumaş saksılardan birini seç al. Airler daha iyi tabi ama bence kumaşların da hiç sıkıntısı yok. Auto için 15-20 litre, photo için de artık ne kadar büyüteceğine bağlı olarak minimum 20litreden istediğin boyuta kadar birşey alabilirsin. Saksılarına ayrıca altlık almayı unutma.

  • Toprak
Toprak olarak all mix hazır grow topraklarındansa internette bulunabilen beşi veya üçü bir arada bitki torflarından öneririm. İçlerinde humus, leonardit, solucan gübresi, perlit gibi şeyler kendiliğinden oluyor.

Screen-Shot-20210127062142.png

Screen-Shot-20210127062153.png

Ama bence sade torfu, humusu, leonarditi, solucan gübresini ve perlit ile vermiküliti ayrı ayrı al evde karıştırırsın. Çünkü içeriğe güven olmaz. Vermikülit, perlit ile aynı işi yapan bir dolgu malzemesi ama daha hafif, daha süngerimsi, daha iyi su tutuyor ve magnezyum, demir, bakır gibi elementlerce baya zengin. Bu yüzden ikisini karıştırsan güzel olur.

Tabi hazır grow toprağı alabilirsin. O sana kalmış. Coco veya organik topraklara bakarsın.


  • PH ölçer
Bu işte en önemli şeylerden biri PH olayı. En ideali 5.5 ve 6.5 arasıdır ve fazlası ile azı çok büyük sıkıntılara sebep olur. Bu yüzden suyun PH’ına hep bakmamız ve ayarlamamız lazım. Sakın sarı PH metrelerden alma. Yüzde yüz bozulacak ve sen bitkin hastalanana kadar anlamayacaksın bile. Ya bir tık iyilerinden alacaksın 300+ tl civarlarında ya da PH ölçüm kağıdı çözeceksin. Şahsen ben kullanıyorum ve bir süre sonra alışıyorsun kağıt kullanmaya. Hiçbir zaman PH sorunu yaşamadım kullanırken.


Havalandırma sistemi için giriş ve çıkış fanları ve dimmer lazım olacak. Ben çadırı kapatmam ve koku da sorun değil dersen hiç düşünme havalandırma sistemini. Bu biraz daha geniş bir konu bu yüzden forumdaki diğer konulara bakman gerekecek. Aynı zamanda kokuya engel olmak istiyorsan çıkış fanının çadırın içindeki ağzına karbon filtresi takman gerekecek. İnternetten el yapımı aktif karbon filtrenin nasıl yapıldığını araştırabilirsin kendin yapmak istiyorsan. Bizim forumda da görmüştüm birkaç konu. Kendin kesinlikle yapabilirsin ve çok daha ucuza denk gelir.

Nem ölçerli bir termometre gerekiyor. Ayrıca ikinci elden de bakabileceğin bir nem makinesi almalısın. Bir de en son olarak hava hareketliliği için hareketli bir vantilatör ve analog timer priz almalısın.

Altlıkları çadırın ortasına dip dibe yerleştir. Daha sonra saksılarını doldur, gerektiği kadar toprağı karıştır ve çadıra koy. Yakın olsunlar büyüdüklerinde uzaklaştırırsın. Işığını LED ise 60cm ye, HID ise 80cm'ye as.(Daha yakınında boğarsın çiçekleri) Gelişim dönemi için MH ampulü tak. İkisi aynı balast ile çalışabiliyor. MH lambalar soğuk ışık verdiğinden gelişim dönemi için idealdir. HPS biraz daha bodur kalmasına sebep olabilir. Termometreyi saksıların birinin içine bırak bence. Vantilatörü köşeye yerleştir sağa sola dönsün kendiliğinden çalışınca. Çalıştır vantilatörü ve nem makinesini de takıp aç. Buharın nereye gittiğini kontrol ederek nem makinesini, saksıların üzerine gelecek şekilde konumlandır. Eğer saksının yan tarafına sürekli buhar üfleyecek bir yükseklikte ise, saksıların o yüzüne mandal ile naylon gibi birşey tuttur ki nemden küflenme olmasın.

Canavar gibi bir sistemin var artık. Geriye sadece tohum alıp çimlendirip saksılara atmak kaldı.

---------------------------------------------------

 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
YÜKSEK MALİYETLİ SETUP
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Yüksek maliyetli setup


Bu işe yüksek miktarlarda ödenek ayırabiliyorsan çok iyi kanka. Alabileceklerimizin en iyisini alalım.


  • Auto mu Photo mu?
Kanka photo tohum alırsan 18/6(18 aydınlık ve 6 karanlık) düzende gidip, çiçeğin yeterince büyüdüğünü düşündüğünde ışığı 12/12 yapacaksın ve bitki kış aylarına girdiğimizi düşünüp çiçeklenmeye başlayacak. 10 sene 18/6 yapsan 10 sene büyür hiç çiçeklenmez. Autoya göre avantajları daha yüksek hasat alman ve daha güçlü olmaları. Aynı zamanda diyelim ki gelişim döneminde bir hastalık veya ciddi bir sorun yaşadın. Problem geçip bitki toparlayana kadar beklersin çiçeğe geçmezsin. Ama autolar öyle değil.

Auto alırsan ister 24 saat ışık ver (Hiç önermem) ister 20/4, 18/6, 16/8 fark etmez. Zamanı gelince bitki kendiliğinden çiçek açıp sömek yapmaya başlar. 18/6 yapmanı öneririm yine de çünkü karanlık da çok önemli birşey. Özellikle çiçek dönemlerinde. Çünkü ışıkta THC'ler karanlıkta olduğundan katlarca daha fazla bozuluyorlar. Autonun mevzusu hızlı hasat vermesi. Tabii ki de 6-8 aylık photo bitkiden daha az hasat verir çünkü bunun ömrü 3 ay. Bir buçuk ay sonra çiçeklenmiş olur ve ortalama toplam üç ayda hasadını alırsın. Güzel bakılmış efsane genetik autolarla 400gr hasat alan çoook insan var. Dezavantajı çok nazlı olması. Bir hastalık geçirirse ve hemen çözmezsen hasadından kaybedersin. Çünkü bitkinin zamanı sınırlı ve büyümesi gelişmesi gereken dönemde sıkıntı çekmiş olacak. Autolara çok büyük stres yaşatırsan gider çiçek açmaya başlar. Yine de başlangıç için auto öneririm. İlk growunun uzun sürmesini istemezsin.


  • Işık
Kanka iki seçeneğin var. LED veya HID. LED ışıklar daha verimli enerji açısından ve daha az sıcaklık yayıyorlar. Ama soğuk yerdeysen HID ışıklar daha çok işine yarar çünkü onların sıkıntısı sıcaklık yaymaları. HID dediğim MH ve HPS ışıklar. HID ışıkların olayı çok iyi yayılmaları, çok güçlü olmaları ve çok güzel sağlam sıkı sömekler yapmaları. Eski teknoloji olmasına rağmen hala kullanıma devam ediyor ve benim gibi sadece HID kullanan bir sürü grower var. Paran da var zaten sıcaklığı sorun olmasın diye CoolTube alırsın hiç sorun kalmaz. Ama LED'lerin de hakkını yememek lazım. Her ne kadar üç beş bin daha pahalı olsalar da şöyle UV ve kızılötesi ışık destekli, grow ve bloom dönemlerini ayrıca kontrol edebileceğin güzel ve pahalı bir LED bulursan efsane olur. HID alacaksan da ona göre bir balast ve reflektöre ihtiyacın olacak ekstra. Balast 600W'tan yüksek ise elektronik balast al. Öbür türlü foton tercih edebilirsin. Ama elektronik balast alırsan hem daha güvenli olur, balast ısınmaz ve değerini düşürüp arttırabilirsin. Bitki başı 150-200W hesaplarsın ışığını.


  • Çadır
Kanka hiç kurcalama. Paran var. Git en güzelinden al geç :D İçi kaliteli mylar kaplı, havalandırma giriş çıkışları ve askılıkları olan kaliteli birşey lazım. Alanı da bitki başı 50x50-70x70 aralığında hesaplarsın. Photo yapıp büyüteceksen ona göre düşün.


  • Saksı
Auto büyüteceksen 15-20 litre, photo büyüteceksen 20 litreden başlayarak ne kadar büyüteceğine bağlı olarak daha büyük bir Air saksı almalısın.


  • Toprak
Kanka bilinen markaların özel grow toprakları var. Supersoil, soil veya coco topraklar. Kafana göre seçersin. Çok da birşey fark edeceğini düşünmüyorum. Coco daha iyidir bilmemne diye bir sürü muhabbet dönebilir ama ilk growun yani sonuçta. Yeterince perlit yok ise ekstra vermikülit al. Vermikülit, perlit gibi bir dolgu maddesi ama daha havadar, daha çok su tutuyor ve magnezyum, demir, bakır gibi elementlerce zengin.


  • PH ölçer
Bu işte en önemli şeylerden biri PH olayı. En ideali 5.5 ve 6.5 arasıdır ve fazlası ile azı çok büyük sıkıntılara sebep olur. Bu yüzden suyun PH’ına hep bakmamız ve ayarlamamız lazım. Sakın sarı PH metrelerden alma. Yüzde yüz bozulacak ve sen bitkin hastalanana kadar anlamayacaksın bile. O kadar para ayırmışsın gidip en kötüsünden alma. 300+ tl oluyor sanırım iyileri. PH metreni çok dikkatli seç ve sıksık kalibre et.


Havalandırma sistemi için giriş ve çıkış fanları ve dimmer lazım olacak. Bu biraz daha geniş bir konu bu yüzden forumdaki diğer konulara bakman gerekecek. Aynı zamanda kokuya engel olmak için aktif karbon filtresi alıp çıkış fanının iç tarafına takmalısın. Zaman ayarlı veya kendi ölçeri olan bir nem makinesi, problu ve nem ölçebilen termometre(probunu toprağa sokar toprağın sıcaklığını takip edersin), timer priz ve çadırın köşelerine asabileceğin orta boy fanlardan üç tane kadar lazım olacak.



Toprağını doldur ve güzelce karıştır göz kararı vermikülit katıp. Saksı altlıklarını dip dibe yerleştir ve saksıları içine koy. Büyüdüklerinde uzaklaştırırsın zaten. Giriş çıkış fanlarını ayarla ve karbon filtreni tak. Işığını LED ise 50cm, HID ise 80cm uzaklığa as. HPS değil MH kullanmaya dikkat et. Gelişim dönemi için idealdir. HPS ışık bitkini boğup bodur kalmasına sebep olabilir. Fanların ikisini üst köşelere, birini de zemine yakın bir yere yerleştirip saksılara çevir. Nem makineni ve termometreni de yerleştir. Nem makinesinin saksıların yan tarafına vurup küflenme yapmayacağından emin ol ve termometrenin de probunu saksının birine sapla.


Hazırladığın bu sistemle anasının amı gibi sigaralar yapar deli gibi hasat alırsın kanka.

---------------------------------------------------
 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs


Sistemi tamamladık. Şimdi de sıra sıvı gübrelerde:


Sıvı gübreler


Ne yazık ki gübre markaları konusunda ayrıntılı konuşamayacağım. Onun yerine benim de kullandığım Advanced Nutrients gübrelerini örnek göstereceğim. Bu yüzden başka marka da araştırabilirsin. Ama başlangıç için AN gübreleri çok rahat olabilir.

Gübre alamıyorsan humik-fulvik asit ve potasyum silikat gübrelerini çarşıda 15-20 liraya bulabilirsin. Humik fulvik asit baştan sona kadar kullanılan birşey. Potasyum silikat da rhino skin yerine geçen ve bütün çiçeklenme döneminde kullanılan bir gübre. Humik-fulvik kök ve toprak gelişimi, potasyum silikat ise bağışıklık, gövde ve dayanıklılık gelişiminde büyük rol oynar. Onun dışında yine benim burada bilmediğimden dolayı anlatamayacağım evde gübre yapma tarifleri araştırabilirsin forumda veya internette. Patates kabuğu veya yumurta haşlama gibi enteresan tarifler var.

Nedir bu Humik-Fulvik asit


Humik asit topraktaki ölü olan materyalin topraktaki organizmalar tarafından sindirilmesini çok hızlandırır. Toprağını gençleştirir ve tamamlar. Toprak içindeki trafik akışını daha kolay hale getirir. Köklerin daha rahat besin sağlamaya başlar ve aynı zamanda toprağın daha çok su tutmasını sağlar. Barın önünde sıradasın konsere yetişmeye çalışıyorsun sonra nüfuzlu bir arkadaşın gelip seni sıradan alıp elini kolunu sallaya sallaya içeri aldığını düşün mekan tanıdık olduğu için. Humik asit de bunu yapıyor :D Nitrojenlerle bağ kurup kök tarafından emilimlerini kolaylaştırıyor. Özellikle kalsiyum, demir, magnezyum veya çinko gibi mikro elementleri anında emilime sürüklüyor.

Fulvik asit de, Humikten ilk göze çarpan farkı daha az karbon barındırması ama daha da çok oksijen var yapısında. Bu yapısı ve hafifliğinden dolayı yaprak spreylemede kullanılabilir çünkü hücre çeperlerinden kıvrıla kıvrıla geçer. Çok kıvrak geçirgen birşey yani.
Humik-Fulvik asit kullanırken gübrelerini de çok kullanırsan bitkiyi yakarsın çünkü Humik-Fulvik bitkinin ihtiyaç duyduğu nitrojen miktarını çok azaltıyor. Normalde senin verdiğin gübrenin çok az kısmını kullanır bitkin ama Humik-Fulvik ile baya yararlanacağı için fazla vermemek lazım.

Yani genel olarak nitrojen emilimini arttırır, toprağın daha çok su tutmasını sağlar, topraktaki mikroorganizma kültürünü canlandırır ve böylece ölü gereksiz materyaller besine kolaylıkla dönüştürürlür, topraktan bitkinin zehirli şeyleri emmesini azaltır, fotosentezi arttırır, metabolizma ve hücre bölünmesini ateşler ve gerekli gübre miktarını azaltır.
---------------------------------------------------



AN marka gübreleri kendi fikrimce ihtiyaç sırasına göre gruplandırıyorum:


En gerekli olanlar
  • Bu gübre yaprak oluşumu ve büyümeyi tetikleyen bir gelişme dönemi gübresi. Çiçeklenmede kullanmamalısın yoksa sömekleri şişirmek yerine bitkin yaprak üretimine daha çok enerji ayırır
  • Çiçeklenme uyarıcı ve geliştirici bir gübre olduğu için tam oranlarda çiçeklenmede kullanırsın. Ama litre başı 0.5ml gibi miktarlarda başla kullanmaya gelişim döneminin ortalarında.

İkince seviye gerekliler

  • Topraktaki bakteri kültürlerinin ve bitkinin bizzat ihtiyacı olan bir takım mikro elementleri sağlar. Azar azar kullanırsın son birkaç hafta hariç. Böyle litre başı 1 ml yeterlidir.
  • Kalsiyum ve magnezyum kaynağı. Musluk suyu kullanıyorsan 15 günde bir boş sulamaya koysan yeter. Yağmur veya hazır su kullanıyorsan da litre başı her sulama 1ml versen yeterli olur.


Üç (Çiçeklenme dönemi gerekecek bunlar yani acelesi yok)

  • Efsane bir gübre. Sömekleri deli gibi şişiriyor. AN kullanmayan bile alır bu gübreyi. Çiçeklenmenin ilk haftalarından sonra başlarsın kullanmaya
  • Bu, Bib Bud'dan da iyi bir gübre ve herkes alır. Çiçeklenmenin son haftalarında kullanılır. (Flush haftasından iki hafta önce ve yaklaşık maksimum iki hafta boyunca)



Dört (Bunlar keyfi)

  • Adından da anlayacağın üzere vitamin takviyesi. Çiçeklere iyi gelir bu yüzden elinde olmasının yardımı dokunabilir ama yine de ekstradır. Çiçeklenmenin ilk haftaları hariç ve overdrive haftası hariç hep kullanırsın.
  • Bu bir şeker tavkiyesi. Yani sömekleri doldurmak ve daha tatlı yapmak için kullanacaksın istersen.


Bir de organik keçiboynuzu pekmezi muhabbeti var. Son flushı atarken boş suya bu pekmezden karıştırıyorsun ve içimi çok daha tatlı oluyor. Soğuk suda çözünmeyebilir bu yüzden önce ılık suda karıştır güzelce ve soğuyunca suyuna kat.


Tabi daha çok harcama yapmaya hazırsan diğer gübrelerini de alabilirsin. Senin kararın.


---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
ÇİMLENDİRME
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Çimlendirme


Kanka şimdi ben sana her şeye ayrıntısıyla dikkat ederek kesin başarıyla nasıl çimlendirme yapılır onu anlatacağım. O kadar titiz olmaya gerek yok tabi ama ilk growda yararı olur. Bu kısmı ikiye bölmek istiyorum. İlkini denedin ve sıkıntı yaşadıysan ikiden git:


Su ile çimlendirme


Kanka bunun için yağmur veya kar suyu bulursan mütiş olur. Ama bulamadıysan da en az bir gün açıkta bekletilmiş ve PH seviyesi düşürülmüş su lazım. PH düşürmek için PH down çözeltisi ve PH metre lazım. (Veya PH ölçüm kağıdı)

PH Down çözeltin varsa onu kullanarak PH seviyeni 6.5 e kadar düşür. Çözeltin yok ise sitrik asit ile de yapabilirsin aynı şeyi. Pek farkı yok çünkü çözeltilerin içinde de bu kullanılıyor. Sitrik asit dediğimiz şey bildiğin limon tuzu. İster toz halinde satın al ister evde blenderdan, havandan geçir veya bir şekilde ezerek toz haline getir. Ortalama bir çay kaşığı toz limon tuzu musluk suyunun PH seviyesini istenilen noktaya getiriyor. Ben başından beri limon tuzu kullanıyorum ve hiç sorun yaşamadım. PH metren yoksa ph kağıdı kullan ve kağıtta hiç yeşil rengini görmeyene kadar düşür. Turuncumsu sarı veya yeşil olmayan bir sarı renk görmen lazım. Kağıdın tamamını kullanman gereksiz. Dört-beş parçaya bölebilirsin makas ile. Ve kağıdı kullanmadığında temiz bir yere veya bir peçetenin üzerine koy. Kağıdın tam rengi alması bir dakika sürebiliyor.
Suyunu da halletiğimize göre start veriyoruz. En önemli kural tohuma hiçbir zaman ellerinle veya sterilize edilmemiş birşeyle dokunmaman. Tohumlar neyin içinde geldiyse onda kalsın ve su doldurduğun bardak/kavanozun içine direk dök poşedi eğerek. İkinci hayati önem taşıyan şey ise sıcaklığın kesinlikle dengeli olması ve 25 derecelerde sabitlenmesi. 22-27 arası okey. Bunun için tohumları içine atmadan bir gün önce su dolu bardağını ılık bir yere koy. Petek çok yanıyorsa birkaç kat örtü ile sar. Bir şekilde dereceyi sabitlenecek şekilde ayarla ve bir gün boyunca suyun sıcaklığını ölçüp kontrol et. Dalgalanma olmamalı. Suyu ölçemiyorsan da çok soğuk, çok sıcak veya sıcaklık dalgalanması olmayan bir yere koymalısın. Ayrıca suya tohumları attıktan sonra karanlıkta kalmaları gerekiyor. Çimlenme yapılacak alanı çok iyi tanıman gerekiyor. Sıcaklığını da kontrol altında olmalı.

6 saat sonra temiz ve steril birşey ile tohumları hafif batırmak için aşağıya doğru it. Fazla zorlama inmiyorlarsa kalsınlar. Benim önerim tohumları een fazla 14-16 saat suyun içinde tutman. Birkaç yerde tohumların çok suyun içinde kalmaktan bozulduklarını görmüştüm. Riske atmayalım. 6 saat sonra tekrar geldiğinde batmışlarsa okey. Batmamışlarsa da yine üstten ittir. Yüzeyde kalmaya aşırı ısrarcı ise beklemesi lazım ama yavaşça çıkıyorsa da yeterince beklemiştir. Şimdi suyu başka temiz bir kaba tohumları dökmeden aktar. Dibinde çok az bir su ve tohumlar kalsın. Saklama kabı ayarla bir tane dibine 7-8 kat peçete aç kalın olsun. İki tabağı üst üste de kapatabilirsin. Birkaç peçeteyi de rulo yap ve saklama kabındaki peçetenin iki uzak yanına yerleştir. Peçeteyi nemlendirince bu rulolar uzun süre nem tutmaya yarayacak ve kurumaya engel olacak. Tohumları ve az suyu dikkatlice peçetenin üzerine dök. Tohum içeride kaldıysa elinle dokunma, temiz birşey kullan. Sonra aktardığın suyu kullanarak peçetenin gerisini hafif ıslat. Üzerine 2-3 kat peçeteyi direk kapat örtünsünler ve eğdiğinde kabın içinden su akmayacak miktarda güzelce nemlendir tamamen. Kabın kapağını kapat ve tamamen karanlık bir yere bırak. Sıcaklık şuan çok daha önemli. Bu yüzden problu termometren varsa probu peçetelerin arasına koyup hep takip et. Daglalanma olmamalı. Demin konuştuğumuz şekilde yaparsın bunun da yerini. Kanka evet sürekli meraklanıp gidip bakmak isteyeceksin ama günde maksimum bir defa peçeteleri açıp tohumlara bak. Ama her 4 saate bir gidip nem oranını kontrol etmeyi unutma peçeteyi açmadan. Kurumuşlarsa biraz yine abartmadan ayırdığın su ile nemlendir. Bu şekilde en fazla bir haftaya, ortalama 2-3 güne sağlıklı kökler görmen lazım. İlk gün hiç kontrol etmene gerek yok çatlamışlar mı diye. İkinci gün bakmaya başlarsın.
Çatlamayan varsa büyük ihtimalle kabuğu biraz kalın. Bunu halletmek için aşşırı dikkatli olacağın birşey yapman gerekecek: İki seçeneğin var; ya zımpara ya jilet. Birini seçersin. Bir cımbızı güzelce sterilize et ve kurut. Daha sonra çatlamayan tohumu az ışık olan bir ortamda peçetenin üzerine al ve cımbızla sabitle. Tohumun sivri kenar kısımları ve sivri ucu yukarı baksın. Çok narin ve çok sabırlı bir şekilde zımpara yapmaya başla. O sert kenarları kabuğun seviyesine kadar birazcık yemen gerekiyor. Tohumun yapısına zarar verme sakın. Biraz da diğer yerlerini çook eser miktarda zımparalayıp peçeteye geri bırak. Çatlamıyorsa peroksitli olan diğer tekniğe geç.

Jilet ile yapacağın şey ise önce sterilize edip sonra bahsettiğimiz keskin çıkıntı kenara yavaşça, bastırmadan ve sabırlı bir şekilde çizik atmaya çalışmak. Sadece bir noktaya değil, boydan boya yapmalısın ki tohum çekirdek gibi açılabilecek kıvama gelsin. Çok da abartma ve sen kendi elinle açma.

Saf su ve peroksit ile çimlendirme


Kanka saf su, 3% peroksit ve var ise humik-fulvik-revive-grow gibi gübrelerden lazım. Bunlardan yoksa anlatırken ondan bahsettiğim kısımları pas geç.
Bir bardak veya kavanozu saf su doldur. Büyük olmayan geniş ağızlı kahve fincanı gibi birşeye %3 peroksit koy. Peroksiti koyduğun gibi bir bardağa daha saf su doldur ve üzerine her birinden birer damla olacak şekilde gübre damlat. Üçü veya ikisi hazırsa şimdi de bir cımbız ayarla ve güzelce sterilize et. Az ışık alan bir yer olsun bu alan. Tohumlara hiçbir zaman parmaklarınla veya steril olmayan birşeyle dokunmayacaksın. Geldiği pakedin içinden direk tohumları saf suyun içine bırak. Yarım saat beklet. Sonra onları cımbızla birer birer al peroksitin içine bırak. Peroksitin içinde 15 saniye tut her birini sonra gübreli solüsyona bırak. Bunu yapmadıysan geri saf suya bırakacaksın. Çok bekletirsen peroksit sıkıntı yaratabilir. Gübreli suda da 15 dakika beklettikten sonra geri saf suyun içine al hepsini.

Sıcaklığın kesinlikle dengeli olması ve 25 derecelerde sabitlenmesi çok önemli. 22-27 arası okey. Bunun için tohumları içine atmadan bir gün önce su dolu bardağını ılık bir yere koy. Petek çok yanıyorsa birkaç kat örtü ile sar. Bir şekilde dereceyi sabitlenecek şekilde ayarla ve bir gün boyunca suyun sıcaklığını ölçüp kontrol et. Dalgalanma olmamalı. Suyu ölçemiyorsan da çok soğuk, çok sıcak veya sıcaklık dalgalanması olmayan bir yere koymalısın. Ayrıca suya tohumları attıktan sonra karanlıkta kalmaları gerekiyor. Çimlenme yapılacak alanı çok iyi tanıman gerekiyor. Sıcaklığı da kontrol altında olmalı.

6 saat sonra temiz ve steril birşey ile tohumları hafif batırmak için aşağıya doğru it. Fazla zorlama inmiyorlarsa kalsınlar. Benim önerim tohumları een fazla 14-16 saat suyun içinde tutman. Birkaç yerde tohumların çok suyun içinde kalmaktan bozulduklarını görmüştüm. Riske atmayalım. 6 saat sonra tekrar geldiğinde batmışlarsa okey. Batmamışlarsa da yine üstten ittir. Yüzeyde kalmaya aşırı ısrarcı ise beklemesi lazım ama yavaşça çıkıyorsa da yeterince beklemiştir. Şimdi suyu boşalt tohumları dökmeden. Dibinde çok az bir su ve tohumlar kalsın. Yağmur veya kar suyu bulursan kıyak olur ama yoksa da ph ayarlı bir gün açıkta bekletilmiş musluk suyu lazım.

PH Down çözeltin varsa onu kullanarak PH seviyeni 6.5 e kadar düşür. Çözeltin yok ise sitrik asit ile de yapabilirsin aynı şeyi. Pek farkı yok çünkü çözeltilerin içinde de bu kullanılıyor. Sitrik asit dediğimiz şey bildiğin limon tuzu. İster toz halinde satın al ister evde blenderdan, havandan geçir veya bir şekilde ezerek toz haline getir. Ortalama bir çay kaşığı toz limon tuzu musluk suyunun PH seviyesini istenilen noktaya getiriyor. Ben başından beri limon tuzu kullanıyorum ve hiç sorun yaşamadım. PH metren yoksa ph kağıdı kullan ve kağıtta hiç yeşil rengini görmeyene kadar düşür. Turuncumsu sarı veya yeşil olmayan bir sarı renk görmen lazım. Kağıdın tamamını kullanman gereksiz. Dört-beş parçaya bölebilirsin makas ile. Ve kağıdı kullanmadığında temiz bir yere veya bir peçetenin üzerine koy. Kağıdın tam rengi alması bir dakika sürebiliyor.
Saklama kabı ayarla bir tane dibine 7-8 kat peçete aç kalın olsun. İki tabağı üst üste de kapatabilirsin. Birkaç peçeteyi de rulo yap ve saklama kabındaki peçetenin iki uzak yanına yerleştir. Peçeteyi nemlendirince bu rulolar uzun süre nem tutmaya yarayacak ve kurumaya engel olacak. Tohumları ve az suyu dikkatlice peçetenin üzerine dök. Tohum içeride kaldıysa elinle dokunma, temiz birşey kullan. Sonra ayarladığın suyu kullanarak peçetenin gerisini hafif ıslat. Üzerine 2-3 kat peçeteyi direk kapat örtünsünler ve eğdiğinde kabın içinden su akmayacak miktarda güzelce nemlendir tamamen. Kabın kapağını kapat ve tamamen karanlık bir yere bırak. Sıcaklık şuan çok daha önemli. Bu yüzden problu termometren varsa probu peçetelerin arasına koyup hep takip et. Daglalanma olmamalı. Demin konuştuğumuz şekilde yaparsın bunun da yerini. Kanka evet sürekli meraklanıp gidip bakmak isteyeceksin ama günde maksimum bir defa peçeteleri açıp tohumlara bak. Ama her 4 saate bir gidip nem oranını kontrol etmeyi unutma peçeteyi açmadan. Kurumuşlarsa biraz yine abartmadan ayarladığın su ile nemlendir. Bu şekilde en fazla bir haftaya, ortalama 2-3 güne sağlıklı kökler görmen lazım. İlk gün hiç kontrol etmene gerek yok çatlamışlar mı diye. İkinci gün bakmaya başlarsın.
Çatlamayan varsa büyük ihtimalle kabuğu biraz kalın. Bunu halletmek için aşşırı dikkatli olacağın birşey yapman gerekecek: İki seçeneğin var; ya zımpara ya jilet. Birini seçersin. Bir cımbızı güzelce sterilize et ve kurut. Daha sonra çatlamayan tohumu az ışık olan bir ortamda peçetenin üzerine al ve cımbızla sabitle. Tohumun sivri kenar kısımları ve sivri ucu yukarı baksın. Çok narin ve çok sabırlı bir şekilde zımpara yapmaya başla. O sert kenarları kabuğun seviyesine kadar birazcık yemen gerekiyor. Tohumun yapısına zarar verme sakın. Biraz da diğer yerlerini çook eser miktarda zımparalayıp daha önce kullandığın gübreli suda 2-3 dk beklet ve peçeteye geri al.

Jilet ile yapacağın şey ise önce sterilize edip sonra bahsettiğimiz keskin çıkıntı kenara yavaşça, bastırmadan ve sabırlı bir şekilde çizik atmaya çalışmak. Sadece bir noktaya değil, boydan boya yapmalısın ki tohum çekirdek gibi açılabilecek kıvama gelsin. Çok da abartma ve sen kendi elinle açma.

Bu iki tekniğe rağmen çimlenmiyorsa tohumun hastalanıp ölmüştür. Travmatik sarsıntılardan, baskıdan, sıcaktan veya kötü-uzun saklama koşullarından ölebilir.

---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
TOPRAĞA AKTARMA VE İLK GÜNLER
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Toprağa aktarma ve ilk günler


Sonunda kökler 2 cm kadar uzadı ve toprağa ekmeye hazırsın tohumları. Çok heyecanlı kanka ama pek sabırlı biri değilsen beklemesi en sıkıntı dönemlerden biri bu. Filizlenme en azından üç gün kadar sürecek ve belki çok daha fazla. Senin de bunu hiçbirşey bilmeden beklemekten başka çaren yok :D Kök çıkarmışsa tohumların sıkıntısız filizlenirler.

Parmağınla ufacık bir delik aç. Delik saksının tam ortasında olmasın. Yine ortaya yakın olsun ama tam da olmayacak. %50 ortası ise %30 a aç deliği. Toprağı aşağı doğru bastırma. Tam aksine çukur kazar gibi dışa doğru çek. Deliğin derinliği tohumun köklü halinden biraz daha fazla olmalı. Tohum ne güneş görmeli ne de toprağı yararken enerjisini harcamalı. Sterilize edilmiş, temiz ve kuru bir cımbız ile ilk tohumu al ve deliğe yerleştir. Üzerine 1.5-2 cm kadar toprak ört yumuşakça. Tohum ışık görürse zehirlenir bu yüzden çok ince yapma. Ama çok da kalın yaparsan filiz çıkamayabilir topraktan. Bunu iyi ayarla ve bütün tohumlarını yerleştir.

Photo bitkileri karton bardak gibi daha ufak birşeye ekip daha birkaç hafta sonra kendi saksılarına aktarmak daha sağlıklı olabilir. Ancak auto bitkiler için kesinlikle böyle birşey yapmamalısın yoksa ölür gider.


PH ayarlama


PH Down çözeltin varsa onu kullanarak PH seviyeni 6.5 e kadar düşür. Çözeltin yok ise sitrik asit ile de yapabilirsin aynı şeyi. Pek farkı yok çünkü çözeltilerin içinde de bu kullanılıyor. Sitrik asit dediğimiz şey bildiğin limon tuzu. İster toz halinde satın al ister evde blenderdan, havandan geçir veya bir şekilde ezerek toz haline getir. Ortalama bir çay kaşığı toz limon tuzu musluk suyunun PH seviyesini istenilen noktaya getiriyor. Ben başından beri limon tuzu kullanıyorum ve hiç sorun yaşamadım. PH metren yoksa ph kağıdı kullan ve kağıtta hiç yeşil rengini görmeyene kadar düşür. Turuncumsu sarı veya yeşil olmayan bir sarı renk görmen lazım. Kağıdın tamamını kullanman gereksiz. Dört-beş parçaya bölebilirsin makas ile. Ve kağıdı kullanmadığında temiz bir yere veya bir peçetenin üzerine koy. Kağıdın tam rengi alması bir dakika sürebiliyor.
---------------------------------------------------
Bir gün açıkta bekletilmiş ve PH'ı ayarlanmış suyu yemek kaşığıyla alarak çook sakince, toprağa yakından yavaşça bırak. Bu şekilde yeterince ıslandığına emin olana kadar sula her bir tohumu. 15-20 kaşık gerekir sanırım. Sadece tohumun üzerini değil, 10cm kadar çapı sula. Yavaş sulamanın sebebi tohumun daha da aşağıya kaymasını engellemek.

Yeterince suladıysan 1.5 litrelik su şişelerinin alt tarafını 15-20 cm kalacak kadar kes ve 4-5 tane delik aç ve bu petleri tohumların üzerine bırak. Nem oranının maksimumda kalmasını istiyoruz. Sistemi tamamen aç. Kesinlikle ilk günler karanlıkta olmasın. Tam aksine ben her zaman ilk 3 gün tamamen aydınlıkta bırakırım tohumları. Ama senin tercihin bu. Doğrudan kendi ayarladığın aydınlık karanlık saatleri ne ise onu da başlatabilirsin sadece karanlık olmasın tamamen. Nem makinesi son ayarında çalışsın. Işık MH-HPS ise 80cm de, LED ise 55 civarları, CFL ise de 40 cmlerde asılı olsun. İlk dönemler güçlü bir ışığa hiç gerek yok bu arada.

Her 4-6 saatte bir gidip toprağın kurumadığından emin ol ve kurumuş ise yine kaşıkla sakin sakin sulamaya devam et :D Bu sıkıntılı ve sabrını zorlayan süreç boyunca sürekli nem miktarının maksimumda olduğundan ve toprağın kurumadığından emin olmalısın. Havalandırma ve ortam sıcaklığından bahsetmeme gerek yok. Hafif bir rüzgar olmalı ve sıcaklık 23-27 aralığından çıkmamalı. Kanka dikkat et toprağın çok soğuk olmasın. Sulanınca daha da soğuyacak çünkü.

3-4 gün sonra baş vermeye başlayınca da süreç aynı şekilde devam ediyor olacak kanka. Sadece artık kaşık olayını bırakabilirsin :D Filize su sıçratmadan, değdirmeden çok yakından yavaşça sulamalısın. Şuanda sulama miktarın en fazla yarım su bardağı olmalı veya 100ml civarları. Suyu filizin azıcık çevresine dökersin. Bir dvdçapını geçmeyecek şekilde tabi. Ama doğrudan köküne de dökme.

Bitkinin yaprakları üzerine kapattığın pet şişelere çarpana kadar bu şekilde devam et. Ama her geçen gün sulama miktarını arttır. Sürekli bitkinin köklerinin ne kadar büyüdüğünü düşünüp ona göre bir sulama yap. Dibine dibine sulama yaparsan tembel olur köklerin. Erken yaşta birazcık uzaktaki nem için gelişmeye çalışırsa çok sağlam bir başlangıç olur. Bu noktada artık bir su bardağına yakın su kullanıyor olmalısın(tam değil ama) ve iki hafta veya 10 güne kadar yavaşça arttırarak PH ayarlı boş su vermeye devam etmelisin.


---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
GELİŞİM VE ÇİÇEKLENME DÖNEMLERİ
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Gelişim (Vegetation veya kısaca Veg) ve Çiçeklenme (Flowering) dönemleri


Kanka bu dönemin olayı tamamen yaprak yapmak, kök yapmak, büyümek, boy atmak. Auto bitkin var ise bir buçuk ay kadar sürecek bu yüzden stres yaşatmamaya çok dikkat et. Photo bitkin var ise sen ne kadar istersen o kadar gidecek o yüzden kafan rahat.


Sıvı gübreler


Ne yazık ki gübre markaları konusunda ayrıntılı konuşamayacağım. Onun yerine benim de kullandığım Advanced Nutrients gübrelerini örnek göstereceğim. Bu yüzden başka marka da araştırabilirsin. Ama başlangıç için AN gübreleri çok rahat olabilir.

Gübre alamıyorsan humik-fulvik asit ve potasyum silikat gübrelerini çarşıda 15-20 liraya bulabilirsin. Humik fulvik asit baştan sona kadar kullanılan birşey. Potasyum silikat da rhino skin yerine geçen ve bütün çiçeklenme döneminde kullanılan bir gübre. Humik-fulvik kök ve toprak gelişimi, potasyum silikat ise bağışıklık, gövde ve dayanıklılık gelişiminde büyük rol oynar. Onun dışında yine benim burada bilmediğimden dolayı anlatamayacağım evde gübre yapma tarifleri araştırabilirsin forumda veya internette. Patates kabuğu veya yumurta haşlama gibi enteresan tarifler var.

Nedir bu Humik-Fulvik asit


Humik asit topraktaki ölü olan materyalin topraktaki organizmalar tarafından sindirilmesini çok hızlandırır. Toprağını gençleştirir ve tamamlar. Toprak içindeki trafik akışını daha kolay hale getirir. Köklerin daha rahat besin sağlamaya başlar ve aynı zamanda toprağın daha çok su tutmasını sağlar. Barın önünde sıradasın konsere yetişmeye çalışıyorsun sonra nüfuzlu bir arkadaşın gelip seni sıradan alıp elini kolunu sallaya sallaya içeri aldığını düşün mekan tanıdık olduğu için. Humik asit de bunu yapıyor :D Nitrojenlerle bağ kurup kök tarafından emilimlerini kolaylaştırıyor. Özellikle kalsiyum, demir, magnezyum veya çinko gibi mikro elementleri anında emilime sürüklüyor.

Fulvik asit de, Humikten ilk göze çarpan farkı daha az karbon barındırması ama daha da çok oksijen var yapısında. Bu yapısı ve hafifliğinden dolayı yaprak spreylemede kullanılabilir çünkü hücre çeperlerinden kıvrıla kıvrıla geçer. Çok kıvrak geçirgen birşey yani.
Humik-Fulvik asit kullanırken gübrelerini de çok kullanırsan bitkiyi yakarsın çünkü Humik-Fulvik bitkinin ihtiyaç duyduğu nitrojen miktarını çok azaltıyor. Normalde senin verdiğin gübrenin çok az kısmını kullanır bitkin ama Humik-Fulvik ile baya yararlanacağı için fazla vermemek lazım.

Yani genel olarak nitrojen emilimini arttırır, toprağın daha çok su tutmasını sağlar, topraktaki mikroorganizma kültürünü canlandırır ve böylece ölü gereksiz materyaller besine kolaylıkla dönüştürürlür, topraktan bitkinin zehirli şeyleri emmesini azaltır, fotosentezi arttırır, metabolizma ve hücre bölünmesini ateşler ve gerekli gübre miktarını azaltır.
---------------------------------------------------



AN marka gübreleri kendi fikrimce ihtiyaç sırasına göre gruplandırıyorum:


En gerekli olanlar
  • Bu gübre yaprak oluşumu ve büyümeyi tetikleyen bir gelişme dönemi gübresi. Çiçeklenmede kullanmamalısın yoksa sömekleri şişirmek yerine bitkin yaprak üretimine daha çok enerji ayırır
  • Çiçeklenme uyarıcı ve geliştirici bir gübre olduğu için tam oranlarda çiçeklenmede kullanırsın. Ama litre başı 0.5ml gibi miktarlarda başla kullanmaya gelişim döneminin ortalarında.

İkince seviye gerekliler

  • Topraktaki bakteri kültürlerinin ve bitkinin bizzat ihtiyacı olan bir takım mikro elementleri sağlar. Azar azar kullanırsın son birkaç hafta hariç. Böyle litre başı 1 ml yeterlidir.
  • Kalsiyum ve magnezyum kaynağı. Musluk suyu kullanıyorsan 15 günde bir boş sulamaya koysan yeter. Yağmur veya hazır su kullanıyorsan da litre başı her sulama 1ml versen yeterli olur.


Üç (Çiçeklenme dönemi gerekecek bunlar yani acelesi yok)

  • Efsane bir gübre. Sömekleri deli gibi şişiriyor. AN kullanmayan bile alır bu gübreyi. Çiçeklenmenin ilk haftalarından sonra başlarsın kullanmaya
  • Bu, Bib Bud'dan da iyi bir gübre ve herkes alır. Çiçeklenmenin son haftalarında kullanılır. (Flush haftasından iki hafta önce ve yaklaşık maksimum iki hafta boyunca)


Dört (Bunlar keyfi)

  • Adından da anlayacağın üzere vitamin takviyesi. Çiçeklere iyi gelir bu yüzden elinde olmasının yardımı dokunabilir ama yine de ekstradır. Çiçeklenmenin ilk haftaları hariç ve overdrive haftası hariç hep kullanırsın.
  • Bu bir şeker tavkiyesi. Yani sömekleri doldurmak ve daha tatlı yapmak için kullanacaksın istersen.


Bir de organik keçiboynuzu pekmezi muhabbeti var. Son flushı atarken boş suya bu pekmezden karıştırıyorsun ve içimi çok daha tatlı oluyor. Soğuk suda çözünmeyebilir bu yüzden önce ılık suda karıştır güzelce ve soğuyunca suyuna kat.


Tabi daha çok harcama yapmaya hazırsan diğer gübrelerini de alabilirsin. Senin kararın.


---------------------------------------------------


Bundan sonra sayacağım gübrelerin sende olmayanları kullanma.

İki hafta geçti bitki yaprak açtı, baya iyi görünüyor. İlk gübrelememize başlayacağız yani. Bir gün açıkta bekletilmiş musluk suyunun (Hazır su, kaynak suyu, yağmur veya kar suyu da olabilir. Yağmur ve kar suyunun PH'ını ayarlamana gerek yok ama hazır suların şişesinde yazana güvenmemelisin.) bir litresini alıyorsun ve PH ını ayarlıyorsun.

PH ayarlama


PH Down çözeltin varsa onu kullanarak PH seviyeni 6.5 e kadar düşür. Çözeltin yok ise sitrik asit ile de yapabilirsin aynı şeyi. Pek farkı yok çünkü çözeltilerin içinde de bu kullanılıyor. Sitrik asit dediğimiz şey bildiğin limon tuzu. İster toz halinde satın al ister evde blenderdan, havandan geçir veya bir şekilde ezerek toz haline getir. Ortalama bir çay kaşığı toz limon tuzu musluk suyunun PH seviyesini istenilen noktaya getiriyor. Ben başından beri limon tuzu kullanıyorum ve hiç sorun yaşamadım. PH metren yoksa ph kağıdı kullan ve kağıtta hiç yeşil rengini görmeyene kadar düşür. Turuncumsu sarı veya yeşil olmayan bir sarı renk görmen lazım. Kağıdın tamamını kullanman gereksiz. Dört-beş parçaya bölebilirsin makas ile. Ve kağıdı kullanmadığında temiz bir yere veya bir peçetenin üzerine koy. Kağıdın tam rengi alması bir dakika sürebiliyor.
---------------------------------------------------
Daha sonra içine 1ml Grow, 0.5ml Micro, 0.5ml veya daha az Bloom, 1ml Humik-Fulvik asit, 1ml B-52'yi sırayla ve hepsinden sonra suyu çok iyi karıştırarak ekliyorsun. Şuan ilk tam sulamamız olduğu için biraz fazla verelim ki toprak azıcık yıkansın. Bir saksıya döktüğün bir litrenin bir kısmı saksının dibinden akmaz ise bir tane daha hazırla ve birkaç bardak su çıkana kadar sulamaya devam et. Bütün saksılarına sırasıyla böyle yap. Biraz fazla suladık biliyorum ama ne olur ne olmaz ufak bir reset atmanın kimseye zararı yok. Zaten çok suladığın için kurumasını ekstra bir gün bekleyeceksin. Saksının boş ağırlığını aklında tut ve ağırlığına bakarak kuruyup kurumadığını tahmin et. Her defasında parmağını toprağa sokmaktan daha sağlıklı bir yöntem. Bu defa fazla suladığımızdan dolayı tahminen 5 gün veya daha fazla beklemen gerekebilecek. Beklerken bitkinin gübrelere nasıl çabucak tepki verdiğini göreceksin.

Bundan sonra 2 gün veya daha kısa aralıklar ile bitkini sularsan köklerin hava almamasına ve besine rahatlıkla ulaşan köklerin tembel ve güçsüz olmasına sebep olursun. En sağlıklısı minimum 3 gün olmalı.

İlk fazla sulamadan sonra toprak kuruyunca yine aynı oranlarda gübre ile ama bu defa 0.7 ml su ile sulama yaparsın. Bundan sonra 6 gün kadar bekleme de kurumasın. Yine de bitkiyi sulamaya karar verdiğinde eğer çok geç kalmamışsan ve bitki yaprakları aşağı salmamışsa yarım gün kadar bekle. Sulamayı aceleye getirme aksine araya işler koy biraz geciktir ki kökler uğraşsın besin arasın da gelişsin.

Bu ilk iki gübrelemeden sonra ise gübre oranını yavaşça artırmaya başlamalısın. Ve her üç sulamandan sonra bir boş ph ayarlı su ile sulama yapman gerekecek.

En önemli noktalardan ve forumda gördüğüm en sık yapılan hatalardan biri yetersiz sulama ve tam bu dönemde ortaya çıkıyor. Üç haftayı geçmiş ve büyümüş olan bitkinin saksısını artık her defasında tamamen ıslatmalı, suyu dibine vermemeli ve her defasında en az iki üç su bardağı su dibinden akacak şekilde sulamalısın. Yoksa toprak yıkanmadığı için diplere doğru bir tuzlanma ve tortulaşma başlayacak. Bu da toprağın PH seviyesini dengesizleştirip bitkinin hayatını skiecek. Yeterli sulamaya geç başlamamaya dikkat et.

Çiçeklenme dönemine gelince Grow 3ml, Bloom 2ml, Micro 1.5ml, B-52 2ml ve Humik-Fulvik asit de 3ml ye gelecek şekilde yavaşça arttır gübre miktarlarını. Çiçeklenme başlayınca da Bud Candy, Rhino Skin (veya potasyum silikat) gübrelerini 2ml olacak şekilde kullanmaya başla. Bir hafta sonrasında da Big Bud eklemeye başla. Tekrar ediyorum sanırım ama Grow gübresini çiçeklenmede kesmiş olman gerekiyor. İlk on gün azaltarak git ve maksimum on gün sonra tamamen kullanmayı bırakmış ol.

Photo bitkilerinin çiçeklenmeye girmesi için ışığı 12/12 düzenine getir.

Artık flush olayına girmemiz lazım biraz. Kanka flush genel anlamında sifon çekmek demek. Saksının iki katı veya daha fazla miktarda PH’ı dengelenmiş suyu dökersin toprağa yavaşça. Bunu yaparken saksını banyoya alsan iyi edersin. Amaç toprağın yıkanması ve resetlenmesi. Bazı hastalık durumlarında, vegten çiçeğe geçerken ve hasattan bir hafta önce atılır. Veg döneminden çiçeğe geçerken atmak çok iyi olur çünkü rejidme bir değişiklik söz konusu olmalı ve bunu toprağı temizleyerek başlarsan çok iyi olur.

Bir de bunun daha ufak versiyonu var. Onun ismi yok biz toprağı yıkamak veya resetlemek diyelim. Saksının iki katı değil, saksın kadar veya yarısından biraz daha fazla PH’I dengelenmiş su kullanacaksın bu defa. Sui le saksını yıkamayı bitirdiğindeyse sıradaki gübreleme neyse onu vereceksin aynı su miktarıyla. Birşey olmamış gibi besinini vereceksin yani. Bunu vegten çiçeğe geçerken yapmayı unutma kanka. Bir de bu olayın önemini vurgulamak istiyorum çünkü reset düğmesi sahibi olmak kadar kullanışlı birşey yok. Baktın bitkin hastalanıyor hemen at reseti. Hastalıklara erkenden çözüm. Ama tabi çok sık atma çünkü kökler havasız kalır. İki hafta içinde iki defa atma. Normalde sulamayı 4 günde bir yapıyorsan, bunu yaptıktan sonra 5 veya 6 gün bekle ki güzelce kurusun ve kökler azıcık hava alsın. Bir de bu kadar bol sulamadan sonra bir gün kuru bırakmanın yararı köklerin tembelliğe ve bolluğa alışmaması.

Bitkin çiçeklenme döneminin ortalarına gelince artık en alttaki eski fan yapraklarından başlayarak yarısının altında neredeyse yaprak kalmayacak şekilde temizle. Kopar yani bildiğin yaprakları. Auto büyütüyorsan bu tarihten önce koparma kesinlikle. Photo da büyütüyorsan koparma da onda o kadar sorun olma olasılığı yüksek değil. Gölgede olanları, eski ve büyükleri, sararmışları, iyi görünmeyenleri… Kopar at gitsin.

Aynı zamanda çiçeklenme başladıktan birkaç gün sonra MH ışık kullanıyorsan artık HPS ile değiştirmen gerekiyor. Pahalı LED’lerden aldıysan da kanka maviyi yarılara kısacak ve kırmızıyı sonuna kadar açacaksın. Çiçeklenme döneminde iki hafta geçince de UV ışığını sona getireceksin. HPS’yi de bir hafta sonra 50 cmye ondan da bir hafta sonra 35-40 cmye indirmen gerekiyor.

Çiçeklenmeye giren bitkilerinin artık nem oranı ihtiyacı 40% lara düşüyor. Bu yüzden nem makinenin ayarını baya azalt veya tamamen kapat. Su kapları koyduysan sağa sola hepsini kaldır. Yoksa sömeklerin içi küflenir.

---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
TOPPING
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


Topping (High Stress Training)


Bitkinin en yüksekteki yeni uzayan kafasını koparırsan onun yerine iki yeni kafa çıkarır. Bu yüzden toppingin mantığı kafa kopararak istediğin miktarda dal elde etmektir. Topping doğası gereği stresli bir iş olduğundan kanka genelde autolara yapmamak önerilir. Hatta ilk growunsa kesinlikle autoda topping olayına hiç bulaşma. Photo bitkin var ise toppinge dört veya beşinci boğumda başlaman sağlıklı olur. En üstteki kafayı altındaki boğumun üstünden koparıp alacaksın sadece. Bu gelişimi biraz yavaşlatım hafiften stres yapacak. Bu yüzden güçsüz görünüyorsa bitkin siktiret toppingi. Bunu yapmaya istediğin kadar devam edebilirsin. Kaç tane dal görmek istediğine bağlı. Ama üçten beşten de fazla yapma ilk growun olduğu için. Genel amacı dal miktarını arttırarak sömek miktarını da arttırmak. Ve bu konuda çok büyük etkiye sahip bu eğitim türü.

example-of-topping-becoming-two-colas.jpg
topping1.jpg
topping-2.jpg
Yeni çıkan dallara da LST tekniği uygulaman gerekecek. Aşağıda bundan bahsedeceğim.

---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
LST
görüntülemek için aşağıdaki butonu kullan


LST (Low Stress Training)


Kanka benim fikrim bunun en önemli şeylerden biri olduğu yönünde. Bu yüzden LST'nin üzerine çok düşersen iyi olur baya.

LST genel olarak bitkinin düz değil yanlamasına büyümesini sağlayıp daha çok ışık almasını sağlayarak daha çok dal oluşmasına sebep olmaktır. Aslında sadece dalları, ışığın büyüme-filizlenme noktalarına daha iyi gelmesi demek.

Topping yaptığın bitkinin yeni çıkan dallarını ve alttaki dallarını bağlaman gerekebilir. Bunu yaparken bitkinin filizlenen-tomurcuklanan noktalarının gölgede kalmadığından emin olacak şekilde bağlaman gerekiyor. Bükerken dikkatli olmaya dikkat et.

Topping nasıl photo bitki işi ise LST'de autonun diyebiliriz. Çünkü bitkiye stres yaşatmadan dal miktarını arttırıyorsun. LST için özel yapılmış ürünlerden kullanabilir veya doğrudan tel, ip tercih edebilirsin. Sadece bağladığın noktadan dalları yaralama yeter.

İlk LST'ye ilk gübreleme ile beraber veya bir hafta sonra başlıyorsun. Yapman gereken ilk şey LST uygularken gövdenin toprak içinden köklerini hareket ettirmeyeceğinden emin olmak. Bu yüzden ilk önce bitkiyi bükeceğin yönün tam tersi tarafına gövdenin toprağa yakın kısmından bağlaman gerekiyor. Güzel bağla hatta bağladığın yöne (Yani bükeceğin yönün tersi) bitki biraz eğimlenmiş olsun. Diğer tarafa çekeceğin için eşitlenecek.

94oeclwdhov41.jpg

Zarar görmeyeceğine emin olduğun bir yerden fotodaki gibi, demin gövdeyi bağladığın yönün tam aksine bağla bitkiyi ve biraz üst taraftan olsun. Fotodaki örnek bükme açısı için minimum miktar olsun. Daha fazla bükebiliyorsan zorlamadan çok iyi olur. Buradaki amacımız doksan dereceye yakın bükmek. Ha bu arada bitkiyi saksının boş ve geniş olan kısmına doğru bükeceksin çünkü oraya doğru uzayacak. Eğer bitki bir defada bükülmediyse (En en az fotodaki kadar bükülmeli) bir gün sonra tekrar gel ve tekrar daha da aşağıya bük. Bunu neredeyse düz olana kadar devam ettir. Bu sırada fan yaprakları gölge yapıyorsa onları da aşağılara çekerek bağlasan çok iyi olur. LST yaparken fan yapraklarını umursamaman lazım. Yeter ki yoldan çıksınlar. Bağla veya dalların altına tıkıştır. Ben şöyle yapıyorum. Saksının bir ucundan bir ucuna ince ip bağlıyorum ve gereksiz yaprakları o ipin altına tıkıştırıyorum. Bağlamaya gerek kalmıyor.

IMG-7900-1.jpg

Doksan dereceye yakın açıyı elde ettiğinde de bitmiyor. LST sömeklenmeye kadar bitmiyor kanka. Her zaman her üç günde bir kontrol etmen lazım. Yeni uzayan dalları bağlayacaksın, gölge yapan yaprakları tıkıştıracaksın filan. Sürekli bunu yapman gerekiyor. Ana mantık yeni büyüyen tomurcuk noktalarının sürekli ışık görmesini sağlamak. Zaman geçtikçe bu yeni dalların ne kadar çabuk geliştiğine şaşıracaksın çünkü ana dal gibi olacaklar neredeyse. Ana dal da sürekli dikilmeye çalışacak ve sen uzadıkça onu geri yatay hale getirmelisin. Yeterince uzadığına inandığında bırak yükselsin. Dağılımı güzel yap. Bu tamamen sana bağlı. Boşluklara eşit dağıt dalları. Unutma ki çiçeğe soktuktan sonra iki hafta daha uzayacak bu. İki üç kat büyüyebilir yani.

Dalların hepsini her zaman eşit yükseklikte tut. Yandan bakınca hiçbir dal diğerinden yüksekte olmasın. Bu böyle çiçeklenmeye kadar devam edecek. Sonuç olarak saksını tamamen kaplaması gerekiyor çiçekten önceki halinin.


tybvcp26sdgy.jpg
10-9.jpg
coco-coir-harvest.jpg
Poda-LST.jpg
540a851a-0b18-4b4a-9b45-027841a59059.jpg
lst-metod-dlya-kannabisa__uM7esj6x2BV7B6iU.jpg


---------------------------------------------------


 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs


HASAT VE SONRASI​


Overdrive ve Flush (Son birkaç hafta)




Geldik sonlara. Artık sabrın kalmadı ve kim bilir sigarayı tırtıklayıp fırında kurutup içmeye çalıştın :D Bitkinin bir sürü yaprağı kurudu sarardı döküldü filan.

Son bir hafta flush haftası ve ondan önceki on gün de Overdrive haftası olacak. Bunu iyi ayarlamaya çalış. Overdrive haftasına gelince Bud Candy ve Rhino Skin(veya potasyum silikat) dışındaki gübreleri kesiyorsun. Bu üç gübreyi beraber vermeye başlıyorsun her biri litre başı 2ml olacak şekilde. Bir hafta bu şekilde gidiyor ve Overdrive sömekleri deli gibi şişiriyor.

Son bir hafta kalınca saksının üç katı miktarda suyu hazırlıyorsun. ilk 2/3 ü normal su olsun direk dök banyoya aldığın saksıya. Ama son 1/3 ünün PH'ını dengelemen gerekiyor. Ayarladığın suyu da döktükten sonra birkaç litre suya 80% dolu bir tatlı kaşığı organik keçiboynuzu pekmezi ekle. Pekmez soğuk suda karışmadığı için önce bir bardak ılık suda karıştır ve soğuyunca ekle suyuna ve onu da karıştır.

Bütün bitkilerine bunu yaptıktan sonra yine biraz kurumasını bekleyip 3-4 gün sonra yine aynı miktarda pekmezli su ile besle hepsini.

Hasat zamanını öğrenmenin en kesin yolu 60-100tl'lik ufak bir mikroskop alıp trikomlarını incelemek. Trikomların şeffaf değil bembeyaz olmuş olması ve bir kısmının da amber rengine kaçmaya başlamış olması gerekiyor. İşte tam o anda koparıp hasat etmen gerekiyor.

Trikomlar sömeklerde ve şeker yapraklarının üzerindeki yapış yapış olan mikroskobik boyuttaki mantar gibi olan şeyler. Şeker yaprakları da sömeklerin içinden ve yakınından fırlayan tek parmaklı üzeri trikom kaplı yapış yapış yapraklar.

Hasat vaktine bir buçuk gün kaldığından emin olunca ışıkları kapat. Havalandırma çalışmaya devam etsin ama bitkin son 36 saatini karanlıkta geçirsin. Çünkü THC'ler aydınlıkta, karanlıkta olduğundan çok daha fazla bozuluyor. 36 saat karanlıkta tutacak sonra hiç ışığı açmadan bitkinin en kalın gövdesini toprağa en yakın yerden çat diye koparıp daha rahat kurutabilmek için birkaç dala böleceksin.

---------------------------------------------------


Hasat, Drying ve Curing işlemleri


Dalları çok da ufak olmayacak ve çok büyük sömeklerini kururken küflenmesin diye birkaç parçaya böldükten sonra karanlık ve tam da ölümüne kuru olmayan hafiften soğuk bir odaya asıyorsun. 18 derece ve 30% nem mi desem? Ara sıra git kontrol et. Eğer dördüncü günden baya kuru görünüyorsa o zaman nemi arttırman gerekiyor. On günden kısa sürede kurumasını istemiyoruz. Yoksa çok şey kaybedersin. Buraya kadar gelmişken hiç gerek yok.

İnce dallar kuruluktan çat diye kırılacak, orta dallar da bükülüp çat diye kırılacak ve en kalın dallar henüz birazcık yaş olduğu için kırılmadığı kıvama geldiğinde kurutma işlemin bitmiş oluyor.

Kendine birazcık içimlik ayır ama çok az :D Çünkü daha Curing işlemi var ve sigaranın tadıyla kafasını en çok o ortaya çıkartacak.

Sömekleri eldiven takıp temiz ve pürüsüz bir yüzeyde budamaya başlaman gerekiyor. Bu iş için özel screenler var. Veya direk cam gibi yüzeyi olan birşeyler kullanabilirsin. Çünkü sen işini yapmayı bitirince onun üzerinde birikmiş olan şey Kief. Onu keyifli keyifli içeceksin. Ufak ufak ayır sömekleri, en fazla 6-7 gram tek parça kalsın. Ki bana sorsan o da fazla olabilir. Küflensin istemezsin. Sigaran bir küflendimi hiç içemezsin.

Budamayı halledince sömekleri yarısını dolduracak şekilde kavanozlara at. Curing denilen işlem şimdi başlıyor. Kavanozları karanlık ve soğuk bir yere koy ağızları kapalı halde. İlk hafta 3-4 saatte bir gelip kapaklarını birer birer aç hafif salla ve 15-20 saniye açık tutup kapat. Sonraki hafta ise günde bir defaya düşür. Sonraki hafta ise haftada birkaç defaya. Bunu bir ay kadar devam ettirsen efsane bir sigaran olur. Sen yapmaya devam ettikçe kokunun nasıl ortaya çıktığını kendin hissedeceksin. Kesinlikle beklemene değecek birşey. Kavanoza sığacak boyutta bir nem ölçerin varsa at içine nemi 50% lerde olduğundan emin ol. Çünkü artarsa küflenir azalırsa da kokusu ve tadı gider. Bir şekilde kontrol etmek lazım. Ufak nem ölçerin yoksa da kuruma hızına ve kokunun ortaya çıkıp çıkmamasına bakarak anlayacaksın. Bu iş için özel yapılmış sabitleyiciler var. "55% Nem Regülatörü" diye aratırsanız çıkar. Nemin düşmesini veya artmasını engelliyor. Ondan edinebilirseniz çok iyi olur ama edinemezseniz de olduğu kadar...

Bir ay sonra artık sigaran bütün potansiyeliyle tüttürülmeye hazır. Saklamaya devam edeceksen aynı şekil ayda bir aç kapakları salla geri kapat. Senelerce bu şekilde nemini kurutmadan saklarsan tadından neredeyse hiçbirşey kaybetmez.

Afiyet olsun :D

---------------------------------------------------




3333333.png
 
Son düzenleme:

mandarine

Ordinaryüs
hahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha**
 
Ü

Üye silindi 22479

Guest
adamsın kanka çok sağol. 38 sayfa düz yazı var ya inanamazsın.
Kanka herkes adına tesekkur ederim.
ilerileyen zamanlarda bu min-orta-yüksek maliyetli setuplara linkler ekleyip gelistirilebilir kanka bir de konuyu sabitlerlerse tadından yenmez.
biz de elimizden geldıgınce yardımcı oluruz.
tekrar elıne saglık dumanın bol, sömeklerın kafam kadar olsun knka.
 

Grow Muhabbetleri
Help Users
    C CashYeşiL: ****
    Üst